Zenci Musa: Osmanlı’nın Sadık Fedaisi ve Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kahramanı
Zenci Musa: Osmanlı’nın Sadık Fedaisi ve Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kahramanı Osmanlı Devleti, yaklaşık 600 yıl süren varlığı boyunca birçok kültürü, dini ve milleti barış içinde bir arada yaşatan bir imparatorluk olarak tarihe geçmiştir. Bu dönemde, pek çok birey Osmanlı’nın hoşgörüsünü, yönetim becerisini ve adaletini takdir ederek ona hizmet etmiştir. Bu isimlerden biri de Zenci Musa’dır. Sudan kökenli olan Zenci Musa, Osmanlı Devleti’ne olan bağlılığı ve fedakarlıkları ile tanınmış, özellikle Teşkilat-ı Mahsusa’daki hizmetleriyle ün kazanmıştır. Bu makalede, Zenci Musa’nın hayatı, Osmanlı Devleti’ne olan katkıları ve kahramanlıkları ele alınacaktır.
Zenci Musa’nın Kökenleri ve Gençliği
Doğumu ve Ailesi Zenci Musa, 1880 yılında Girit’te dünyaya gelmiştir. Aslen Sudanlı olan Musa, Osmanlı Devleti’ne olan hayranlıkları nedeniyle dedesiyle birlikte Mısır’a göç etmişlerdir. Dedesi, Kahire’deki Türk mahallesinde Musa’yı Osmanlı kültürü ve ahlakı ile yetiştirmiştir. Musa, burada büyürken Türkçeyi de öğrenmiş ve Osmanlı kültürüyle bütünleşmiştir.
İlk Gençlik Yılları Musa, gençlik yıllarında Osmanlı ordusuna katılmak üzere gönüllü olmuştur. İlk olarak, Binbaşı Enver Bey komutasındaki Trablusgarp Savaşı’na katılmıştır. Savaş sırasında gösterdiği cesaret ve fedakarlık, Eşref Sencer Bey tarafından fark edilmesini sağlamıştır. Bu karşılaşma, Musa’nın hayatında dönüm noktası olmuştur.
Teşkilat-ı Mahsusa ve Zenci Musa
Teşkilat-ı Mahsusa’ya Katılımı Zenci Musa, Eşref Sencer Bey’in teşvikiyle Teşkilat-ı Mahsusa’ya katılmıştır. Bu teşkilatta, Osmanlı Devleti’nin çıkarları doğrultusunda pek çok önemli görev üstlenmiştir. Balkan Savaşları, Trakya Hükümeti’nin kuruluşu ve Birinci Dünya Savaşı’nda aktif olarak görev almıştır.
Yemen‘e Altın Taşıma Görevi Teşkilat-ı Mahsusa’daki en önemli görevlerinden biri, Yemen’deki Osmanlı birliklerine altın götürme görevidir. Zenci Musa, Suudi Arabistan’daki İngiliz birliklerini atlatarak Yemen’e yaklaşık 300 altın ulaştırmayı başarmıştır. Bu görev sırasında gösterdiği cesaret ve sadakat, Osmanlı Devleti tarafından takdir edilmiştir.
Zenci Musa’nın Kahramanlıkları
Osmanlı İmparatorluğu’na Bağlılığı Zenci Musa, Osmanlı Devleti’ne olan sadakati ile tanınmıştır. İstanbul’un işgali sırasında İngiliz komutanı tarafından kendisine yapılan büyük teklifleri reddetmiş ve Devlet-i Aliye’ye olan bağlılığını sürdürmüştür. Bu dönemde, İstanbul’da hamallık yaparak hayatını sürdürmüş ve milli mücadeleye destek olmuştur.
Son Yılları ve Vefatı Zenci Musa, İstanbul’da verem hastalığına yakalanmış ve 1919 yılında hayata gözlerini yummuştur. Vefatından sonra çantasından bir Osmanlı Haritası, Kur’an-ı Kerim, Eşref Bey’in fotoğrafı ve bir kefen bezi çıkmıştır. Bu, onun Osmanlı Devleti’ne olan derin bağlılığının bir göstergesidir. Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi’nde istirahat etmektedir.
Zenci Musa’nın Anısına
Mehmet Akif Ersoy’un Şiirinde Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Zenci Musa’yı “Eşref Bey’in emir eri Zenci Musa, Omzundan arşa yükseldi nebi İsa” dizeleriyle ölümsüzleştirmiştir. Bu dizeler, Musa’nın Osmanlı Devleti’ne olan hizmetlerinin ve fedakarlıklarının bir ifadesidir.
Modern Dönemde Anılması Zenci Musa, günümüzde de Osmanlı Devleti’nin sadık bir fedaisi olarak anılmaktadır. Onun hayatı ve kahramanlıkları, pek çok yazar ve tarihçi tarafından kaleme alınmış ve Türk milletinin gönlünde yer etmiştir. Üsküdar’daki mezarı, onun hatırasını yaşatmaktadır.
Sonuç
Zenci Musa, Osmanlı Devleti’ne olan bağlılığı, cesareti ve fedakarlığı ile tarihe geçmiştir. Onun hayatı, Osmanlı’nın hoşgörüsünü ve adaletini yansıtan bir örnek olarak görülmektedir. Zenci Musa’nın hikayesi, Türk milletinin tarihindeki kahramanlık destanlarının bir parçasıdır ve gelecek nesillere aktarılmalıdır.