Osmanlı-Macar Savaşı (1426-1428)

Osmanlı-Macar Savaşı (1426-1428)

 Sebepleri

Osmanlı-Macar Savaşı (1426-1428), Balkanlar üzerinde hakimiyet mücadelesine giren Osmanlı Devleti ve Macaristan Krallığı Niğbolu Muharebesi’nden (1396) beri düşük yoğunluklu çatışma halindeydi. Macar kralı Sigismund Niğbolu’da uğradığı büyük yenilginin ardından Tuna’nın güneyinde Osmanlılara karşı büyük çaplı askeri harekatlara girmekten kaçındı, zira 1411’de Kutsal Roma İmparatoru olduktan sonra kuzeyindeki istikrarsızlıklara, özellikle de 1419’dan sonra Hussit savaşları nedeniyle Bohemya’daki karışıklıklara odaklanmak istiyordu. Dolayısıyla, kuzeyindeki bu sorunlarla başedebilmek için, güneyde de Osmanlılara karşı Bosna Krallığı, Sırp Despotluğu ve Eflak Voyvodalığı’nı Macaristan’a bağlı tampon devletler olarak muhafaza etme stratejisini benimsedi.

Ankara Muharebesi’ndeki (1402) yenilgiden sonra Sultan I. Mehmed döneminde (1413-1421) yeniden toparlanan Osmanlı Devleti ise, 1421’de tahta çıkan II. Murad’ın iktidarına karşı çıkan Düzmece Mustafa’nın yarattığı iç karışıklığı bastırabilmek için, barışa ihtiyaç duymaktaydı. Karşılıklı çıkarlar çerçevesinde 1421 yılında Osmanlı Devleti ve Macaristan Krallığı tarihte ilk kez bir mütareke imzaladılar (bu anlaşma Macar Kralı Sigismund’un Kutsal Roma İmparatorluğu tacını da taşıyor olması nedeniyle, hukuken bu İmparatorluk’la akdedilmişti).

Bununla birlikte, iki devlet arasında Eflak üzerindeki güç mücadelesi vekâlet savaşı şeklinde devam etti. 1422 Eylül’ünde Macaristan Krallığı, Osmanlı’ya tâbi Eflak Prensi II. Radu’yu devirerek tahta Macar yanlısı II. Dan’ı çıkarmayı başardı. Osmanlı’nın Rumeli Beyleri 1423-1426 arasında bir taraftan sürekli akınlarla II. Radu’yu yeniden tahta çıkarmaya çalışırken, Osmanlı Devleti ve Macaristan Krallığı 1424 Temmuz’unda aralarındaki mütarekeyi yenilediler.

Bununla birlikte, gerek Eflak’taki mücadeleler gerek Osmanlı’ya bağlı Sırp Despotu Stefan Lazareviç’in yaşamının son yıllarında giriştiği Osmanlı karşıtı diplomatik faaliyetler 1426 yılında Osmanlı Devleti ve Macaristan Krallığı’nı yeniden savaş durumuna getirdi.

Savaş

 Eflak’taki mücadele (1426-1427)

Osmanlılar II. Radu’yu yeniden tahta çıkarmak için 1426 yılında büyük çaplı bir askerî harekat düzenlediler. Radu’ya eşlik eden Osmanlı kuvvetleri 30 Mayıs 1426’da II. Dan’ın Macar komutan Pippo Spano komutasındaki Macar birlikleriyle desteklenen ordusunu büyük bir yenilgiye uğrattı ve II. Radu’yu tahta çıkarttı.

Toparlanan Eflak ve Macar birlikleri karşı saldırıya geçtiler. II. Dan Silistre’ye, Pippo Spano ise Vidin’e saldırdı. 1427’de ise II. Dan yeniden tahta oturtuldu. Macar Kralı Sigismund Tuna sınırının daha iyi korunmasını teminen, Boğdan Prensliği’nin elindeki Kili kalesini (Osmanlıların Dobruca’daki topraklarıyla komşuydu ve 1420’de ilk kez Osmanlı akıncılarının taarruzuna uğramıştı) 1422’deki Melno Antlaşması’yla büyük güç kaybına uğramış Töton Şövalyeleri’ne tahsis etti. Gerek bunu sağlayabilmek gerek Eflak’taki Türk nüfuzunun belini kalıcı olarak kırmak amacıyla 1427 yazında büyük bir orduyla bu ülkeye doğru yürüdü.

Bununla birlikte, Sırp Despotu Lazareviç’in 19 Temmuz 1427’de ölmesi nedeniyle Sırbistan’daki gelişmeler daha büyük önem taşıdığından seferini yarıda keserek süratle geri döndü ve Sırbistan’a yöneldi.

II. Dan ise, gerek Macar ordusunun desteğinin kalmaması gerek Osmanlı hücumları nedeniyle 1428’de II. Murad’a bağlılığını sundu.

Sırbistan’daki mücadele (1426-1428)

Osmanlı Devleti’ne bağlı Sırp Despotu Stefan Lazareviç; İşkodra, Drivasto ve Ülgün gibi limanları zaptetmiş olan Venedik’e karşı 1421’den beri savaş halindeydi ve II. Murad’la dostluğuna önem veriyordu. Bunun karşılığında da Arnavutluk’taki Osmanlı uç beyleri de kendisine yardım ediyordu. Ancak, Lazareviç 12 Ağustos 1423’te Venedik’le bir anlaşma imzaladı ve 1426’da tasdik etti. Aynı yıl, Tata Antlaşması’yla Lazareviç Macar Kralı Sigismund’u tâbi olarak tanıdı.

Lazareviç’in her yıl Macar kralının yanına gitmesi ve Osmanlılar’a tâbiyetini unutmuş görünmesi II. Murad’ın gözünden kaçmadı. 1426’da Sırbistan’a giden Osmanlı elçisi Despotun Macaristan’dan dönmesini bekledi, ancak Despot tarafından kabul edilmedi. Bunun üzerine, Sofya’da bulunan II. Murad bir ordu yollayıp Lazareviç’in Alacahisar’a (Kruşevaç) kadar memleketini yağmalattı. Despot, hemen bir elçi göndererek Alacahisar’a kadar olan yerleri Osmanlılara terkedeceğini, her yıl haraç vereceğini, Macarlar veya kendisi tarafından Osmanlı topraklarına tecavüz edilmeyeceğini bildirdi. Osmanlılar da Bosna Krallığı’yla mücadelesinde kendisine yardım etmeyi kabul ettiler.

Güvercinlik kalesi

Lazareviç, Srebrenitsa’ya Osmanlı uç kuvvetleri de 1426 yazında güneyden Bosna’ya girdiler ve Hırvatistan’a kadar ilerlediler. Lazareviç’in Osmanlılara bağlığını bildirmesiyle sorunlar Osmanlılar açısından çözülmüş görünse de, Despot’un 19 Temmuz 1427’de ölümüyle onun mirası meselesi Sırbistan üzerinde Osmanlı-Macar mücadelesini birdenbire şiddetlendirdi.

Lazareviç, oğlu olmadığı için, despotluğu yeğeni Vılkoğlu Brankoviç’e bırakmıştı. Ancak, II. Murad da büyükbabası Yıldırım Beyazıt’ın Sırp Prenesi Olivera’yla (Lazareviç’in kızı) evliliğini öne sürerek kendisinin Sırp Despotluğu’nun meşrû vârisi olduğunu söyledi.

Sigismund ise Tata Antlaşması’ndan doğan haklarını öne sürerek 1427’de Belgrad’ı işgal etti (bu işgal Osmanlıların 1521’de Belgrad’ı fethine kadar sürdü). Osmanlı kuvvetleri de Alacahisar ve kapılarını Osmanlılara açan Tuna üzerindeki Güvercinlik kalesini (Golubaç) ve Macar adasını aldılar.

Macar kralı Sigismund 1427-1428 kışında hazırlıklarını yaparak 1428 Nisan’ında Güvercinlik’i kuşattıysa da, Vidin Sancakbeyi Sinan Bey’in yaptığı baskın üzerine geri çekildi; kuvvetlerinin önemli bir kısmı Tuna’da boğuldu veya esir edildi. Yeni despot Vılkoğlu II. Murad’a elçi gönderip Stefan Lazareviç ile II. Murad arasındaki eski antlaşmayı yeniledi, ayrıca kızı Mara’yı Padişah’a zevce olarak vermeyi kabul etti.

Sonucu

Güvercinlik’te uğradığı büyük yenilginin ardından Macar Kralı Sigismund’un önünde Osmanlılarla savaş durumunu sona erdirmekten başka çare kalmadı. 1428 yılında Osmanlı Devleti ve Macaristan Krallığı arasında üç yıl süreli bir mütareke imzalandı. Bu mütarekeyle; Macaristan Krallığı Osmanlı Devleti’nin Sırp Despotluğu ve Eflak Prensliği üzerindeki hakimiyetini kabul ederken, Osmanlıların Alacahisar ve Güvercinlik’i fethini tanıdı.

Kuzey cephesinde elverişli koşullarda üç yıllık mütarekeyi temin eden II. Murad ise 1423’ten beri Selanik’i işgali altında bulunduran Venedik’le mücadelesine odaklanma olanağı buldu.