Gazi Evrenos Bey
Gazi Evrenos Bey, 129 yaşına dek yaşamış dört Osmanlı padişahına hizmet etmiş Akıncı Türk Beyi
Orhan Gazi, I. Murad, I. Bayezid ve I. Mehmed.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş devirlerinde ve Rumeli fütûhatında büyük hizmetleri geçen meşhur akıncı beylerinden. İsmi, Evranuz veya Evrenos olup, doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. Babasının adı Îsâ’dır. Orhan Gâzi, Karesi beyliğinin topraklarını ilhak ettiği zaman bu beyliğin değerli ve tecrübeli kumandanları da Osmanlı Devleti’nin hizmetine girmişlerdi. Îsâ Bey ve oğlu Evrenos Bey de bu değerli kumandanlar içinde idi. Evrenos Bey Osmanlı Devleti hizmetine giren diğer arkadaşları Hacı İl Bey ve Gâzi Fâzıl ile birlikte bu mıntıkaya (Karesi vâliliğine) tâyin edilen Orhan Gâzi’nin oğlu Süleymân Paşa’nın maiyyetinde Rumeli fütûhatında (fethedilmesinde) büyük hizmetlerde bulundular.
Orhan Gazi Dönemi
Orhan Gâzi 1354 yılında Rumeli fütûhatına büyük oğlu Süleymân Paşayı me’mur edince, şehzâde derhâl maiyyetindeki mücâhid kumandanlarıyla birlikte sallarla Çanakkale boğazını geçti. Gelibolu şehir ve limanını alarak, Rumeli’ye yerleşmek için bir köprübaşı kurdu. Bu yerleşme daha sonraki yıllarda Bizans’ın deniz cihetinden Avrupa ile irtibatını kesmeye ve Rumeli’yi fethe doğru atılan bir adımdı. Gelibolu karargâh kabul edildi. Rumeli fethi en küçük teferruatına kadar tesbit edilip, fütûhat; bir plân dâhilinde yapılmaya başlandı. Bolayır’dan Tekirdağı’na kadar bütün Marmara sahillerini Türkleştirmek için Anadolu’dan ve bilhassa Balıkesir taraflarından gelen pek çok göçmen yerleştirildi. Böylece Bizans ve diğer hıristiyan devletler tarafından yapılacak taarruzlara, yalnız ordu değil, bir millet olarak karşı koymak gayesi güdüldü ve muvaffak olundu.
Süleymân Paşa, emrindeki kumandanlardan Evrenos Gâzi, Hacı İl Bey ve başkalarının üstün gayretleriyle fetih sahasını daha kuzeye götürerek Doğu Trakya’ya kadar ilerledi. Malkara ve Keşan’dan sonra Çorlu’yu da fethederek, İstanbul ile Edirne’nin yolunu kesti. Süleymân Paşa bu zaferleri pederi sultan Orhan Gâzi’ye arz ederken, arîzasında (mektubunda); Evrenos Bey; “Kıdvet-ül-Ümerâ-il-Kirâm (Kumandanların serdârı)” ünvânıyla medh ü sena edip memnuniyetini bildirdi. Sultan Orhan Gâzi de cevaben gönderdiği mektûbda, şehzâdeye ve emirlere iltifatlar gösterip, Evrenos Bey’in muvaffakiyetlerini takdir ederek: “Evrenos Bey’e dahi kılıç kaftan gönderip vakf için istediği yerleri temlik eyledim” diye ferman eyledi. Rumeli serdârı mücâhid şehzâde Süleymân Paşa, 1358’de bir av takibinde attan düşerek şehîd olunca, Rumeli’de fethedilen yerlerin muhafazası Evrenos Bey ile Hacı İl Bey’e bırakıldı. Bunu fırsat bilen rumlar, bulgarlar, eflaklar, sırplar cesaretlenerek müslümanları Rumeli’den atmak için ittifak kurdular. Alelacele 30.000 kişilik bir ordu hazırlandı. Düşmanın 15.000 kişilik ordusu altmış parça gemi ile denizden Seydikavağı’na çıktı. Diğer 15.000 kişi de Gelibolu’ya hareket etti. Bunu haber alan Evrenos Gâzi ve diğer Osmanlı mücâhid kumandanları derhâl Bolayır’a hareket ederek düşmanı bozup kimisini karada, kimisini denizde helak ettiler.
Bu sırada sultan Orhan Gâzi vefât etti (1362). Oğlu birinci Murâd Han tahta geçerek devlet idaresini eline aldı.
Sultan I.Murad Han Dönemi
Osmanlı Devleti’nin bu yeni hükümdarı Rumeli’ye geçmek arzusunda iken, Anadolu’da çıkan kargaşalıklar sebebiyle durumun düzeltilmesi ile meşgul oldu. Evrenos ve Hacı İl Bey gibi kahramanlar varken Rumeli’den endişe etmeye lüzum yoktu. Anadolu’yu ıslâh eden sultan Murâd Han daha sonra Rumeli’ye geçti. Bu esnada Evrenos Bey Keşan’ı fethetmişti. Fetih haberleri Murâd Han’ı ziyadesiyle memnun edip her iki kumandanına da memnuniyet ve iltifatlarını bildirdi. Sultan Murâd Han Edirne’nin fethine girişince, Evrenos Bey de maiyyetindeki akıncı kuvvetleriyle Batı Trakya tarafından Sırpların hücumu ihtimâline karşı gerekli müdâfaa tetbirlerini aldı. Aynı zamanda Dimetoka ve Gümülcine’yi fethetti. Sırpların Edirne’ye yardıma gelmelerine mâni oldu. Bu muvaffakiyetler üzerine Murâd Han, Evrenos Bey’i akıncı kuvvetleri kumandanlığına; Lala Şahin Paşa’yı da beylerbeyliğine tâyin etti.
Uç merkezini Gümülcine’ye nakleden Evrenos Bey, 1371 yılında Çirmen veya Meriç muhârebesinde Güney Sırbistan kralı Vukaşin ile kardeşlerinin maktul düşmeleri (öldürülmeleri) üzerine, uç kumandanı olarak Makedonya’nın fethine me’mur edildi. Firecik, İskeçe, Kavala, Drama, Karaferya ile Zihne ve 1385’de ikinci defa Serez fethedildi. Daha ileriye yapılacak hücumlar için burası merkez yapıldı. Buralara Anadolu’dan göçmenler naklolundu. 1385’de Evrenos Bey, vezir Çandarlı Halîl Hayreddîn Paşa’nın yanında büyük Makedonya harekâtına iştirak etti.
Daha sonra hac farizasını edâ edip dönen Evrenos Bey, Kosova muhârebesine katıldı. 14 Haziran 1389 târihinde Kosova sahrasında Osmanlı ordusu ile haçlılar (hıristiyan kuvvetler) karşı karşıya geldikleri zaman, sultan Murâd Han harb meclisinde kendisine iltifat ederek; “Yaşımız kadar tecrüben var. Kılıcına ülkeler râm ettin, cenk meydanlarında kocadın. Bak Lasoğlu üzerimize geldi. Tedbir nedir?” diye sordu.
Pâdişâh’ın Lasoğlu dediği Sırp kralı Lazar’dı. Evrenos Bey, edeble başını eğdi ve tedbiri Sultan’a havale etti. Fakat Sultan’ın ikinci bir emri üzerine, “El-emrü fevkal edeb” kavlince, emrin edebden üstün olduğu idrâkiyle şu mütalaada bulundu: “Allahü teâlâya tevekkül ederek düşmandan önce gazâ meydanına şitâb etmelidir (varmalıdır). Meydanın en münâsibini tutup harb nizâmına girmeli ve küffârı üzerimize gelmeye mecbur eylemelidir. Zîrâ bizim tarafımızdan hamle ve hücum olursa, kesretlerinden (kalabalık olmalarından) dolayı düşmanı bozmak zordur. Muhârebeye onlar başlarsa, müteferrik cemiyetleri (topluluklarını) dağıtmaya gayret ederiz. İnşâallah zafer pâdişâhımıza müyesserdir.
Pâdişâh, sırasıyla diğer kumandanların de reylerini sordu. Hepsi; “Söz Evrenos Bey’in sözüdür” dediler. O zaman sultan Murâd Han; “Benim mütâlâam da böyledir” diyerek o şekilde hareket emrini verdi.
Kosova meydanına girilirken ordunun öncülüğü, Evrenos Bey’le Saruhanlı Paşa Yiğit’e verildi. Bunlar da ordunun geçeceği boğazı tutmuş olan düşman kuvvetlerini bertaraf ederek, sevkiyâtın muntazam ve müşkilâtsız yapılmasını sağladılar.
Sultan I.Bayezid Han Dönemi
Muhârebenin kazanılmasından sonra yeni pâdişâh olan sultan birinci Bâyezîd Han, Anadolu’ya dönerken Evrenos Bey’i tekrar Serez’deki karargâhına gönderip, Vodine ile Çitroz’un fethine me’mur edince, buralar da kısa zamanda fethedildi. Evrenos Bey, 1390 yılından itibaren altı yıl, devamlı olarak Arnavutluk’a akınlar yaptı. 28 Eylül 1396 târihinde cereyan eden ve sultan Yıldırım Bâyezîd Han’ın kesin zaferiyle neticelenen Niğbolu meydan muhârebesine akıncı kumandanı olarak katıldı. Yıldırım’ın Eflâk üzerine yaptığı sefere ve Ankara muhârebesine iştirak ederek bu son savaşta Amasya sancakbeyi şehzâde Çelebi Mehmed’in maiyyetine verildi.
Sultan Mehmet Çelebi Dönemi
Evrenos Bey, Ankara muhârebesinden sonra Edirne’de pâdişâhlığını îlân eden Süleymân Çelebi’nin hizmetinde kaldı. Daha sonra şehzâdeler arasında cereyan eden hâdiselerde Çelebi Sultan Mehmed tarafını tutarak onun kazanması ve bu suretle fetret devrine bir nihayet verilmesi için faaliyete geçti. Çelebi Mehmed Rumeli’ye geçerek Sırp hududuna gelmesi üzerine ona katıldı.
Vefatı
Evrenos Bey, 1417 yılı Temmuz ayında Vardar Yenicesi’nde vefât etti. Buradaki türbesine defnedildi. Bu şehirde câmi, mescid, imâret ve medresesi olup, diğer pek çok şehirde de vakıfları vardır. Vefâtında yaşının yüzü geçtiği tahmîn edilmektedir. Vardar Yenicesi’nin Evrenos Bey yöresi olduğunu Evliyâ Çelebi yazmaktadır.
Evrenos Bey, Osmanlı Devleti’nin ilk uç akıncı kumandanıdır. Kendisini daha sonra Mihâil, Turahan ve Malkoçoğlu gibi meşhur akıncılar tâkib etmiştir.
Devlete ömrünce hizmet eden ve sayısız şehir ve kaleler fetheden Evrenos Bey’in evlâd ve ahfadına da (torunlarına da) Osmanlı hükümdarları riâyet etmişler (gözetmişler)dir. Bu hususdaki bir ferman fıkrasında sultan Murâd Han; “Evlâdına riâyet başım üzerinedir” buyurmuştur. Evrenos Bey’in oğulları ve torunları da birer akıncı beyi olarak kendilerini din ve devlete adamışlar, Evlâd-ı fatihan ünvânıyla rahmetle yâd edilegelmişlerdir.
Kaynak