Osmanlı-İran Savaşı (1723-1727)

Osmanlı-İran Savaşı (1723-1727), Osmanlı İmparatorluğu ile çöküş devrine girmiş olan İran’daki Safevi Devleti ardından ise (1725’ten sonra) İsfahan’ı ele geçirerek İran’a egemen olan Afgan Hotakiler arasında süren ve Osmanlıların kesin zaferiyle sonuçlanan askerî mücadeledir.

Rusya’nın İran’ın Hazar Denizi kıyılarındaki topraklarındaki süratli ilerlemesi sonucunda savaşa giren Osmanlı Devleti 1724 yılında bu ülkeyle İran’ın batıdaki topraklarının paylaşıldığı bir antlaşma imzaladı ve birbirini takip eden zaferler sonrasında Kafkasya ve İran’ın batı topraklarını Kazvin’in 40 kilometre yakınına kadar ele geçirdi ve 1727 yılındaki Hemedan Antlaşması’yla bu toprak kazançlarını kabul ettirdi.

Osmanlı ordusunun Andecan’da aldığı yenilgi sonrasında geri çekilmesinin ardından Eşref Han takip edecek kudrette değildi. 1727 yılına gelindiğindeyse Osmanlılar Hotakiler’e nihaî darveyi vurmak için daha düzenli bir hazırlık içindeyken, Hotakîler ise  II. Tahmasb liderliğindeki İranlılar’ın İsfahan üzerindeki baskısına karşı koymakla meşguldüler.

Bu çerçevede Hotakîlerce Hemedan’daki Ahmed Paşa’ya önce Hacı İsmail ardından ise Mollan Nusret adlı elçiler gönderilerek barış teklifinde bulunuldu. Ana Osmanlı ordusunun Kirmanşah’tan Hemedan’a gelerek taarruza hazırlandığı bir dönemde müzakereler başladı (23 Eylül). 4 Ekim’de ise 12 maddelik bir antlaşma üzerinde uzlaşıldı.

  • Bu savaş sonunda Osmanlı Devleti’nin kazandığı zafer, Osmanlı tarihçiliğinde Gerileme Devri olarak adlandırılan dönemde (1683-1792) Osmanlıların kazandığı beş parlak askerî galibiyetten (diğerleri 1711-13 Rusya, 1715-18 Venedik, 1730-32 İran ve 1737-39 Avusturya) biri oldu.
  • 1623-1639 Osmanlı-İran Savaşı’nda Osmanlı merkez ordusunun külfetli seferleri (Hafız Ahmet Paşa (1625-26) ve Hüsrev Paşa (1630) ve IV. Murat’ın (1638) Bağdat kuşatmaları ile keza IV. Murat’ın Revan Seferi (1635) Osmanlıları İran sınırında askerî doktrinlerinde değişikliğe yöneltmiş, sınırdaki askeri mevcudiyet daha ziyade eyalet askerlerine havale edilmişti. 1723-1727 savaşında da Osmanlılar bu doktrin çerçevesinde çoğunlukla Trabzon, Erzurum, Çıldır, Van, Musul ve Bağdat  eyaletlerinin askerleriyle (seyrek olarak diğer Anadolu eyaletlerinden takviye alınsa da) harp etti.
  • 1727 yılında imzalanan Hemedan Antlaşması’nın ömrü ise çok uzun olmadı. Osmanlı, Rus ve Afgan işgaline uğramış İran’ı ayağa kaldıran Nadir Şah 1729’da Afgan Hotakiler’i yenerek İsfahan’a girdi ve İran’daki Safevi hakimiyetini II. Tahmasb adına yeniden ihya etti. 1730 yılında ise Osmanlıların ele geçirdiği toprakları ele almak için taarruza geçti. Bunun sonucunda Osmanlılar kendilerini 1746’ya kadar kesintilerle süren şiddetli bir savaşın içinde buldular.
  • Nadir Şah’ın 1730 yılındaki hücumu ve Osmanlıların gafil avlaması İstanbul’da sarsıcı bir etki yarattı ve 1718’den beri süren Lale Devri’nin sonunu getiren Patrona Halil İsyanı’nın patlamasına yol açtı.