Kalaylıkoz Hacı Ahmed Paşa

Kalaylıkoz Hacı Ahmed Paşa, Kayseri’nin bir köyünde doğmuş ve Rum asıllı olduğu belirtilmektedir. Kalaylıkoz lakabı için değişik açıklamalar bulunur. Bir açıklamaya göre sarıklara yeni bir düzen vermek uğraşından gelmiştir.

Kalaylıkoz lakabı için değişik açıklamalar bulunur. Bir açıklamaya göre sarıklara yeni bir düzen vermek uğraşından gelmiştir. Diğer açıklamalar göre babasının kalaycı olduğu için “kalaycı” ile sadrazam tayini sırasında kozbekçiler odasına bekletildiği için “koz” sözcüklerinin birleşmesinden gelmektedir.

Kalaylıkoz Hacı Ahmed Paşa gençken İstanbul’a gelip saraya girmiştir. Saray’da Baltacılar Ocağı’na kaydedilmiştir. Sonra bu ocaktan alınarak muhasip Yusuf Ağa’nın hizmetine girmiştir. Yusuf Ağa kızlar ağası olunca kahvecibaşılığa atandı. Sonra sakabaşılık görevine tayin edildi. Bu görevde iken sürre alayı ile Hicaz’a hacca gitti. Yusuf Ağa kızlar ağalığından azlolduktan sonra Cidde Eyaleti valisi tayin edilerek saray görevinden çıkmıştır. Ahmet Paşa, Cidde valisi olarak 7 yıl görev yapmıştır.

Kalaylıkoz Hacı Ahmed Paşa 1688’de Van eyalet valisi yapılmıştır. Az sonra bu valilikten azledilip Edirne’ye dönmüştür. 1688 yılı sonlarında kızlar ağası Mustafa Ağa’nın aracığıyla vezirlik rütbesi verilmiş ve kaptan-ı derya olarak görevlendirilmiştir. Donanma komutanı olarak uygun görev yapmakla beraber Akdeniz adaları ve sahil halkından epey para aldığı ve deniz umerasından da imdadiye adıyla ikişer kese akçeyi kendi eline geçirdiği büyük şikayet konusu oldu. Bu şikayetler İstanbul’a erişince 1689 sonlarında kaptan-ı derya görevinden azledildi.

Kalaylıkoz Hacı Ahmed Paşa güya Midilli adası muhafızı görevi verildi ama bunun bir rütbe düşmesi olması yüzünden bir sürgün olduğu aşikardı. 1691’de affolunarak kıdem ve rütbesine uygun Trabzon valiliğine tayin edildi. 1692’de oradan Sivas Valiliği görevine geçti. 11 Nisan 1693’te ise Kıbrıs Valisi olarak görevlendirildi.

Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları sırasında II. Ahmet Edirne’de oturmayı tercih etmiști. İstanbul’da asayiş ve ekonomik sorunlar gittikçe bozulup ahalinin büyük şikayetlerine konu olmuştu. İstanbul asayişini düzeltmek ve ekonomik olarak ikmalini sağlamak üzere 1693’te Kolaylıköz Ahmet Paşa, Kıbrıs valiliğinden alınıp İstanbul sadaret kaymakamlığına getirildi.

Kalaylıkoz Hacı Ahmed Paşa asayişi sağlamayı başardı. Şehirdeki yiyecek ve diğer gerekli eşya fiyatları üzerindeki devletçe konulmakta olan narh fiyatlarına tüccarın uymasını sağladı. Tüccarın narh fiyatından daha yüksek fiyat bekleyişi ile yiyecek ve diğer gerekli eşyayı saklaması ve gizliden yüksek fiyatta satması, yani ihtikar yapmasını büyük cezalar koyarak önledi. Bu icraatı İstanbul halkını gayet memnun etti. Başarısı ağızdan ağza söylenir oldu. Sadrazam olan Bozoklu Mustafa Paşa Kalaylıkoz Ahmet Paşa’nın bu başarısını çekemedi; hatta Kalaylıkoz Ahmet Paşa’nın bu başarısı yüzünden kendisi yerine sadrazamlığa getirebileceğinden korktu. Bu nedenle Kalaylıkoz Ahmet Paşa’yı İstanbul sadaret kaymakamlığı görevinden azlettirdi.

Başkentten uzaklaştırmak için de Diyarbakır eyalet valiliği görevine atandı. 1694’te ise Bağdat valiliğine nakledildi. Oradan da sonra Adana eyalet valiliği verildi.

1696’da Trabzon valiliği görevine geçirildi. Buna başlıca neden Rusların Azak kalesine hücum etmeleri; bunda başarı kazanamaamları ama bir daha kaleyi ellerine geçirme için ikinci bir hücum için planlarına karşı gelmek için memur edilmesi idi. Fakat Trabzon valisi olarak Kalaylıköz Ahmet Paşa Azak kalesine yardım işini, merkezden birbiri ardına gönderilen emirlere de kulak asmayıp çok gevşek tuttu. Azak kalesine yardıma gittiğinde bu kalenin kuşatmadan sonra Ağustos 1696’da Ruslar eline düştüğü görüldü. Destek için getirilen Osmanlı güçleri Rusları bu kaleden atacak kadar güçte değildi.

Bu başarısızlığı dolayısıyla idam edileceğini anlayan Kalaylıköz Ahmet Paşa valilik görevini terk etti ve devlet otoritelerinden saklanmaya koyuldu. Bu saklanma işinde de başarılı olup üç yıl devlet otoriteleri kendini bulamadılar.

Şubat 1699’da Valide Sultan aracılığı ile af dileyip bu dileği kabul edildi. İpek mukatasında 500 akçe yevmiye arpalık olarak verilerek Bursa’da sürgün olarak oturmaya memur edildi. Bu sürgünde iki yıl kaldı.

Daha sonra Mart 1703’te Girit valisi olan Maktulzade Ali Paşa Eğriboz muhafızlığa gönderilmesiyle Kalaylıköz Ahmed Paşa Kandiye’ye vali tayin edildi.

III. Ahmet, kızlar ağasının tavsiyesiyle Hacı Ahmet Paşa’yı gizlice İstanbul’a davet edip 29 Eylül 1704’te Hasan Paşa’nın yerine vezir-i âzam tâyin etmiştir. Raşid’in kaydına göre şeyh-ül İşlâm’i azlettirmek için yeniçeri ocağını tahrik etmekle itham olunarak, Aralık 1704’te beklenmedik olarak saraya davet edildi ve mühr-i humâyün elinden alındı.

Sadrazamlıktan azlinden sonra Midilli’ye sürgüne gönderildi. Fakat çok geçmeden affedilip, 1705’te Hanya muhafızı görevi verildi. Burada halk, sert vergi idaresinden dolayı şikayetçi oldu. Bu şikayetler başkente ulaşınca 18 Ağustos 1706’da Hanya muhafızlığından alındı ve İnebahtı muhafızlığı görevi verildi. Fakat çok geçmeden Aralık 1706’da 300 akçe yevmiye ile İstanköy adasına sürgüne gönderildi.

Kalaylıköz Ahmet Paşa, Valide Sultan’ın araya girmesi dolayısıyla affolundu ve Ağustos 1710’da Kandiye eyaleti valiliğine tâyin edildi. Girit’te iken orada bulunan kiliselerden gümüş kandil, diğer gümüşten kilise eşyasını müsadere edip gümüşlü hayvan takımı yaptırmasından dolayı bir sıkâyet İstanbul’a erişti. Bunun üzerine İstanköy’e sürgüne gönderildi. Fakat orada fazla kalmadı. 1712’de affedildi ve İnebahtı muhafızlığı görevine tâyin edildi. 4 Ekim 1714’te Trabzon valiliğine tâyin edildi. Fakat İnebahtı’dan ayrılmadan önce hastalanarak Ocak 1715’te orada öldü. Vefatında yaklaşık 70 yaşında olduğu belirtilir.