Zenci Musa

Doğumu ve Kökenleri

Zenci Musa, 1880 yılında Girit‘te doğdu. Aslen Sudanlı olan Musa, Osmanlı Devleti’ne olan hayranlıkları nedeniyle dedesiyle birlikte Mısır’a göç etti. Kahire’de, Türklerin yaşadığı bir mahallede büyüyen Musa, burada Türkçeyi öğrendi ve Osmanlı kültürüyle bütünleşti.

Gençlik Yılları

Musa, gençlik yıllarında Osmanlı ordusuna katılmak üzere gönüllü oldu. İlk olarak Binbaşı Enver Bey komutasındaki Trablusgarp Savaşı’na katıldı. Savaş sırasında gösterdiği cesaret ve fedakarlık, Eşref Sencer Bey tarafından fark edilmesini sağladı ve bu karşılaşma Musa’nın hayatında dönüm noktası oldu.

Teşkilat-ı Mahsusa Yılları

Zenci Musa, Eşref Sencer Bey’in teşvikiyle Teşkilat-ı Mahsusa’ya katıldı. Bu teşkilatta, Osmanlı Devleti’nin çıkarları doğrultusunda pek çok önemli görev üstlendi. Balkan Savaşları, Trakya Hükümeti’nin kuruluşu ve Birinci Dünya Savaşı’nda aktif olarak görev aldı. Teşkilat-ı Mahsusa’daki en önemli görevlerinden biri, Yemen’deki Osmanlı birliklerine altın götürme görevidir. Zenci Musa, Suudi Arabistan’daki İngiliz birliklerini atlatarak Yemen’e yaklaşık 300 altın ulaştırmayı başardı.

Osmanlı’ya Bağlılığı ve Kahramanlıkları

Zenci Musa, Osmanlı Devleti’ne olan sadakati ile tanındı. İstanbul’un işgali sırasında İngiliz komutanı tarafından kendisine yapılan büyük teklifleri reddetti ve Devlet-i Aliye’ye olan bağlılığını sürdürdü. Bu dönemde, İstanbul’da hamallık yaparak hayatını sürdürdü ve milli mücadeleye destek oldu.

Son Yılları ve Vefatı

Zenci Musa, İstanbul’da verem hastalığına yakalandı ve 1919 yılında hayatını kaybetti. Vefatından sonra çantasından bir Osmanlı haritası, Kur’an-ı Kerim, Eşref Bey’in fotoğrafı ve bir kefen bezi çıktı. Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi’nde istirahat etmektedir.

Anısına

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Zenci Musa’yı “Eşref Bey’in emir eri Zenci Musa, Omzundan arşa yükseldi nebi İsa” dizeleriyle ölümsüzleştirdi. Musa’nın hayatı ve kahramanlıkları, Türk milletinin gönlünde yer etmektedir. Onun hikayesi, Osmanlı’nın hoşgörüsünü ve adaletini yansıtan bir örnek olarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.