Yûsuf Kadır Han

Mansûr 415’te (1024) dervişliği tercih edip tahtından feragat edince yerine Yûsuf Kadır Han geçti. Daha önce Hoten hâkimi olan Yûsuf Kadır Han’ın bir süre Buhara’yı, Arslan İlig Mansûr b. Ali adına da Semerkant’ı idare ettiği anlaşılmaktadır. Kardeşleri, Ali Tegin ile Ahmed Yûsuf Kadır Han’a karşı mücadeleye giriştiler. Ahmed’in kendisini büyük kağan ilân ederek Balasagun, Hucend ve Fergana’yı ele geçirmesi üzerine Yûsuf Kadır Han, Gazneli Mahmud ile tekrar ittifak yaptı. Mahmud esasen Ali Tegin’in kendi ülkesine saldırıda bulunmasından rahatsızdı. Semerkant’taki ikinci buluşmalarında Mâverâünnehir’in Ali Tegin’den alınıp Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Muhammed’e verilmesini, Arslan Yabgu’nun kendilerine problem çıkarmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını ve iki hânedan arasında akrabalık tesis edilmesini kararlaştırdılar. Ali Tegin, Buhara ve Semerkant’ı bırakıp bozkırlara kaçtı, müttefiki Arslan b. Selçuk bir ziyafet sırasında hileyle tutuklanıp Hindistan’daki Kālincâr Kalesi’ne hapsedildi (416/1025). Ancak Gazneli Mahmud, Yûsuf Kadır Han’ın tek başına bütün Türkistan’a hâkim olmasından endişe ettiği için Ali Tegin’i bertaraf etmeyi düşünmedi. Ali Tegin, Mahmud’un ayrılmasından sonra tekrar Buhara ve Semerkant’a hâkim oldu. Gazneli Mahmud, Abbâsî halifeliğinin Karahanlılar’la olan ilişkilerini kendi vasıtasıyla yapmaları için Abbâsîler’le antlaşma yaptı.

Yûsuf Kadır Han ile oğulları 416’da (1025) Özkent’i, ertesi yıl başşehir Balasagun’u ele geçirdiler. Sonunda kardeşi Ahmed b. Hasan da Yûsuf Kadır Han’ın hâkimiyetini tanıdı. Gazneli Mesud 421 (1030) yılında tahta geçince Karahanlılar’a bir elçilik heyeti gönderip tahta çıktığını haber verdi ve Karahanlılar’la akrabalık kurma arzusunu bildirdi. Ancak Yûsuf Kadır Han, büyük kağanlık meselesinden dolayı kırgın olduğundan Kâşgar’da elçileri iyi karşılamadı (422/1031). Yûsuf Kadır Han Muharrem 424’te (Aralık 1032) vefat etti ve Kâşgar’da Cenbezetülhâkāniyye denilen mezarlıkta gömüldü.

Daha önce Hoten hâkimi olan Yûsuf Kadır Han’ın bir süre Buhara’yı, Arslan İlig Mansûr b. Ali adına da Semerkant’ı idare ettiği anlaşılmaktadır. Kardeşleri, Ali Tegin ile Ahmed Yûsuf Kadır Han’a karşı mücadeleye giriştiler. Ahmed’in kendisini büyük kağan ilân ederek Balasagun, Hucend ve Fergana’yı ele geçirmesi üzerine Yûsuf Kadır Han, Gazneli Mahmud ile tekrar ittifak yaptı. Mahmud esasen Ali Tegin’in kendi ülkesine saldırıda bulunmasından rahatsızdı. Semerkant’taki ikinci buluşmalarında Mâverâünnehir’in Ali Tegin’den alınıp Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Muhammed’e verilmesini, Arslan Yabgu’nun kendilerine problem çıkarmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını ve iki hânedan arasında akrabalık tesis edilmesini kararlaştırdılar. Ali Tegin, Buhara ve Semerkant’ı bırakıp bozkırlara kaçtı, müttefiki Arslan b. Selçuk bir ziyafet sırasında hileyle tutuklanıp Hindistan’daki Kālincâr Kalesi’ne hapsedildi (416/1025). Ancak Gazneli Mahmud, Yûsuf Kadır Han’ın tek başına bütün Türkistan’a hâkim olmasından endişe ettiği için Ali Tegin’i bertaraf etmeyi düşünmedi. Ali Tegin, Mahmud’un ayrılmasından sonra tekrar Buhara ve Semerkant’a hâkim oldu. Gazneli Mahmud, Abbâsî halifeliğinin Karahanlılar’la olan ilişkilerini kendi vasıtasıyla yapmaları için Abbâsîler’le antlaşma yaptı.

Yûsuf Kadır Han ile oğulları 416’da (1025) Özkent’i, ertesi yıl başşehir Balasagun’u ele geçirdiler. Sonunda kardeşi Ahmed b. Hasan da Yûsuf Kadır Han’ın hâkimiyetini tanıdı. Gazneli Mesud 421 (1030) yılında tahta geçince Karahanlılar’a bir elçilik heyeti gönderip tahta çıktığını haber verdi ve Karahanlılar’la akrabalık kurma arzusunu bildirdi. Ancak Yûsuf Kadır Han, büyük kağanlık meselesinden dolayı kırgın olduğundan Kâşgar’da elçileri iyi karşılamadı (422/1031). Yûsuf Kadır Han Muharrem 424’te (Aralık 1032) vefat etti ve Kâşgar’da Cenbezetülhâkāniyye denilen mezarlıkta gömüldü. Devlet yönetimini oğulları Arslan Han Süleyman ile Buğra Han Muhammed üstlendiler.

405’te (1014) Buhara ve 407’de (1016) Semerkant hâkimi olduğu anlaşılan Yûsuf Kadır Han’ın kardeşi Ali Tegin, Gazneli Mahmud’un saldırılarından kurtulduktan sonra 417’de (1026) Mâverâünnehir’in müstakil hükümdarı oldu. Böylece süratle Mâverâünnehir’i ele geçiren Ali Tegin Tamgaç Buğra, Karahakan unvanıyla tekrar bağımsızlığını ilân etti (423/1032). Gazneli Mesud, taht kavgası sırasında kardeşi Muhammed’e karşı Ali Tegin’den yardım istedi ve Huttel’i de ona vereceğini söyledi. Ancak sözünde durmayıp Ali Tegin’e karşı Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Muhammed’in Mâverâünnehir’e hâkim olması için gayret sarfetti. Gazneli tahtına çıkınca Mâverâünnehir’i Ali Tegin’den alıp yerine Yûsuf Kadır Han’ın oğlu Buğra Han Mahmud’u getirmek istedi. Bu maksatla Hârizmşah Altuntaş el-Hâcib’i 423 (1032) baharında Ali Tegin üzerine gönderdi. Altuntaş Debûsiye savaşında ağır yaralandı. İki yıl sonra Hârizmşah Hârun Gazneli Mesud’a karşı Ali Tegin ile ittifak yaptı. Bu olayın ardından Ali Tegin öldü (426/1035). Ailenin Ali Tegin ile devam eden bu kolu, Satuk Buğra Han’ın torunlarından Kılıç Buğra Han Hasan (Hârun) b. Baytaş’a nisbetle Hasanîler adıyla bilinir. Ali Tegin’in oğlu ve halefi Yûsuf, Hârizmşah Altuntaş ailesiyle yapılan antlaşmaya sadık kaldı ve onunla birlikte Mesud’a karşı harekete geçerek Sagāniyân’ı zaptetti, Tirmiz’i kuşattı. Daha sonra Karahanlılar’la Gazneliler arasında akrabalık tesis edildi.

Yûsuf Kadır Han ile oğulları 416’da (1025) zaptettikleri Özkent’i 423’e (1032) kadar ellerinde tuttular. Özkent, 424-425 (1033-1034) yıllarında İlig Han Nasr’ın oğlu Aynüddevle Muhammed’in elindeydi. 426’da (1035) Yûsuf Kadır Han’ın oğulları tarafından buradan uzaklaştırılan Aynüddevle Muhammed 428’de (1037) tekrar ve daha güçlü bir şekilde şehre hâkim oldu. Kardeşi Böri Tegin İbrâhim, Gazneliler karşısında başarı sağladıktan sonra Ali Tegin’in oğullarıyla mücadeleye girdi. Hârizmşah Hârun’un ölümünün (426/1035) ardından Ali Tegin’in vefatı üzerine yerine geçen oğlu Yûsuf, Gazneli Sultan Mesud’a başvurarak Arslan Han Süleyman ile barışmaları için aracılık yapmasını istedi, fakat bundan sonuç alınamadı. Böri Tegin, İbrâhim Ali Tegin oğullarının hâkimiyetindeki Soğd ve Buhara ile diğer bazı yerleri ele geçirdi. Ali Tegin’in oğulları Yûsuf Kadır Han’ın oğullarına sığındılar. Aynüddevle Muhammed ve kardeşi Böri Tegin İbrâhim, Ali Tegin oğullarına karşı kazandıkları zaferlerden sonra Mâverâünnehir’in tamamına hâkim olup burada bağımsız bir devlet kurdular (433/1041-42). Ailenin Satuk Buğra Han’ın torunlarından Arslan Han Ebü’l-Hasan Ali b. Baytaş ile devam eden bu kolu ona nisbetle Alevî diye anılmaktadır. Büyük Kağan Aynüddevle Muhammed Arslan Hakan, yardımcı kağan İbrâhim ise Tamgaç Buğra Kara Hakan unvanını almış, bu tarihten itibaren Karahanlılar Doğu ve Batı Karahanlılar olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

Kaynak: İslâm Ansiklopedisi