Vuvey

Vuvey, Vuvey ,Yiçişie’nin ölümü sonrasında yerine Vuvey geçti (MÖ 114). Çin saldırıları birkaç yıl kadar ara vermişti. Bu süre zarfında Çin, güneyindeki düşmanları Yueleri mağlup ederek bir anlamda cepheyi daralmış oldular. Hunlar dışındaki tüm tehditler bertaraf edilmişti. Hunlar ise zayıflamış ancak halen bir tehdit olarak Çin dış politikasının ana unsuru durumundaydı. Bu süre zarfında 15 Bin kişilik bir Çin ordusu Hun topraklarına girmiş ancak kimseyle karşılaşmamışlardı.

Çin İmparatoru, 180 Bin kişilik muazzam bir orduyla Şuofang’a girdi. Hunlara elçi gönderip “Ya güneye gelip savaşın, ya Çin’e tabi olun. Yoksa kuzeydeki acı topraklarda saklanarak ölürsünüz” diyerek meydan okudu. Şanyu, Çin elçisini bu küstah meydan okumaya cüretle karşılık verip Çin elçisini öldürdü. Çin, Hunların bu tavrına karşılık vermedi. Hunlar ise onurlu bir barış için Çin sarayına bir elçi daha gönderdi. Ancak güçlenen ve genişleyen Çin, eskisi gibi Hunlara vergi vermek niyetinde değildi. Bilakis, Hunları tabası olması dışında barış için herhangi bir teklifi söz konusu bile etmiyordu.

Çin, kuzey-doğu hattında genişleyerek Kore’yi hakimiyeti altına aldı. Batıda ise Jiuçun Şehrini kurup Hunlar ile Tibetliler arasındaki irtibatı kesti. Hunlara karşı da Vusunlar (Moğollar) ile yakın ilişiler kurdular. Vusun beyine Çinli bir prenses gönderildi ve Hun topraklarını Şuanley bölgesine kadar Çin’e kattığını ilan etti. Kuzeye çekilen Hunlar, Çin’in bu hamlelerine herhangi bir karşılık veremediler.

Vuvey, Çin’in barışçıl politikalardan tümüyle vazgeçtiğini anlamıştı. Çin’in Hunları dikkate alması ve yeniden vergi ödemesi için Hunların güçlenmeleri ve Çin için tehdit oluşturmaları gerekiyordu. Hakimiyeti döneminde iyice güç kazanmadan Çin’e karşı koymanın mümkün olmadığını bilen Şanyu, Çinlerin Hun topraklarında ilerlemesine karşı koymadı. Öyle ki; Çin elçilerinin Hun geleneklerine saygısızlık ederek Şanyu’nun otağına girmek için bastonlarını bırakıp yüzlerini boyamayı reddediyorlardı. Şanyu, buna rağmen elçilerle görüşmek için otağının dışına çıkarak barış görüşmeleriyle zaman kazanmaya çalışıyordu. Çin elçisi barışın sağlanabilmesi için Şanyu’nun oğlunu Çin’e teminat olarak göndermesi şartını öne sürdü. Bu teklif, tıpkı Toman’ın oğlu Mete’yi Yüecilere teminat olarak göndermesi gibi karşı tarafın üstünlüğünü kabul etmek anlamına geliyordu. Elçilere herhangi bir yaptırım uygulamadan teklifleri geri çeviren Şanyu, zaman kazanmak için soylu bir Hunluyu Çin’e elçi olarak göndererek barış görüşmelerini devam ettirdi. İhtiyacı olan zamanı kazanıp hazırlıklarını tamamlayan Vuvey, Çin’e gönderdiği elçinin hastalanıp ölmesini bahane ederek ordusuyla Çin’in üzerine yürüdü. Ancak Şuofang’ın doğusunda konuşlanan güçlü Çin ordusunu mağlup edemedi. Vuvey’in bu hamlesi Çin’e karşı gösterilen son ciddi mukavemet olmuştur.