Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı
Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı Silahtar Mustafa Paşa Hanı, Battalgazi İlçesinin Alacakapı mahallesinde, bugün Alacakapı denilen Şah Ali Bey mescidinin batısındadır. IV. Murad ‘ın Silahtarı Mustafa Paşa’nın yaptırmış olduğu bir handır. Burasının İstanbul’dan Doğu’ya giden yol üzerinde büyük bir geçit yeri olduğu belirtilmektedir. Evliya Çelebi, ise şunları söylemektedir : “(Malatya’nın) Kervansarayların en mükellefi Sultan Murad Han makbulü Silahtar Mustafa Paşa Hanı olup 170 hücreli ve Timur kapulu, kubbelerle arasta olmuş bir han-ı bi-menenddir. Kapusu üzerinde Tarih’in ahar mısrai ” Oldu bu han-ı cedid aramgah-ı bi-bedel”dir.
A.Gabriel 1932 senesi Ekim-Kasım aylarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yaptığı inceleme ve araştırma gezisinde şu malumatı vermiştir: Kervansaray 68×76 m. Boyutlarında bir dikdörtgen şeklindedir. Etrafı revaklarla çevrili geniş bir avluya bakan, üzeri içten kubbelerle örtülmüş büyük bir salonu ihtiva eder. Salonun büyük bir kısmı sağlam olarak kalmışsa da avluyu çevreleyen inşaat muhtelif yerlerinden harap olmuştur.
Hanın nihayetinde sağlı sollu birer muhafız hücresi bulunan üstü tonoz bir giriş kısmı vardır. Avlunun iç kısmında üzeri mütemadi tonoz revaklar, dış kısmında dükkânlar bulunur.(Plana göre, hanın ön cephesinde, ana kapının her iki yanında sekizer, yan cephelerde ise on birer dükkân bulunmakta idi.). Hanın gerideki kapalı kısmının avluya bakan ön cephesinde üstü mütemadi tonoz odalar vardır. Kapının her iki yanında altışar adettir. Bunların her birisi revaklı kısma açılan birer kapı ve pencere, içerisinde ise bir ocak vardır. Yolcuların bir kısmı burada konaklarlar. Salonun iç duvarları boyunca birçok ocak ve duvar içerisinde yerleştirilmiş küçük gömme dolaplar vardır. Binanın kalıntılarından anlaşıldığına göre, yük hayvanları büyük salonda toplanırlardı. Salon duvarlarının iç tarafı boyunca hafifçe yükselmiş bloklarda ise bakıcılar ve daha önemsiz yolcular gecelerler, ocak ateşi ile ısınırlardı.
Hanın iki kitabesi vardır. Birincisi Alacakapı Camiinde saklanan Cevri mahlasını kullanan Divan-ı Hümayun kâtiplerinden İbrahim Çelebi’ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu kitabe Hanın giriş kapısı için yazılmış olduğu belirtilmiştir. İkinci kitabe ise kapalı alan kapısı üzerinde halen de mevcut olan kitabedir ki Şeyhülislam Yahya Efendi tarafından yazılmıştır.
Hanın inşaatına 1636 senesi martında başlanmış olduğu, bu tarihlerde Silahtar Mustafa Paşa tarafından inşaata mutemet tayin olunan Muslu Ağa isminde bir kişi tayin etmiştir. Hanın inşaatı 1637 yılı sonlarına doğru bitmiştir.(18 Aralık 1637). İnşaat masrafları için harcanan para toplam 3.564.650 kuruşu bulmuştur.
Hanın cephesinde yontma taştan yapılmış kemer kapının iki yanında altışar kargir kemer dükkân bulunmaktadır. Hanın giriş kapısı demirdendir, bunun iç taraflarında her iki yanda birer oda vardır. Bu giriş kısmını (kapının ) üst tarafında, duvar içindeki kargir merdivenle çıkılan bir mescit bulunmaktadır. Bu mescit halen bulunmamakla beraber, yakın zamana kadar mevcudiyetini muhafaza etmiş olmalıdır ki, halk arasında “altı yol, üstü cami” şeklinde hafızalarda yer etmiştir. Mescidden bir diğer merdivenle hanın zemin katına inilmektedir. Burada bulunan bir kapıdan da abdest bozacak kısma giderler. Burada da beş adet hela, iki abdest alacak musluk vardır. İç hanın avluya bakan yüzünde de, kapının her iki tarafında altışar oda vardır. Bunlardan en baştaki bir ocak ve altı dolap yerini, diğerleri birer ocağı vardır. Her odanın birer demir penceresi vardır.
Eskiden Hanın avlusunda büyük bir su havuzu bulunmakta idi. Han restore edilip ziyarete açılmıştır.