Sadeddin Köpek

Sadeddin Köpek, Anadolu Selçuklu Devleti devlet adamı ve baş mimarı. I. Alaeddin Keykubad ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemlerinde görev yapmış ve devlet yönetiminde büyük söz sahibi olmuştur.

Sadeddin Köpek’ in hayatının ilk yılları hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak baba ve annesinin Konya’ nın saygın ailelerine mensup olduğu ve annesinin adının Şehnaz Hanım olduğu yönünde iddialar bulunmaktadır. Gerçek adı “Köpek bin Muhammed”, lakabı ise Sadeddin’dir. I. Alaeddin Keykubad döneminde emirlik görevinde bulunmuştur. Tarihçi İbn Bîbî tarafından emîr-i şikâr, nakkaş ve mimar olarak bahsedilmiştir. 1226 yılında I. Alâeddin Keykubad’ın Harput civarında Eyyûbîler’le yaptığı savaşta Selçuklu ordusunun sol kanat kuvvetlerinin kumandanlığını yaptı. Beyşehir gölü yakınlarındaki Kubadabad Sarayı’ nın mimarı olan Sadeddin Köpek, 1235-1236 yılları arasında Konya ve Aksarayşehirleri arasında bulunan ve günümüze kadar ulaşabilen Zazadin Hanı’ nı da inşa etmiştir. I. Alaeddin Keykubad’ ın ani ölümünden (1237) sonra, oğulları arasında çıkan taht kavgalarında II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in tarafını tutarak onun tahta çıkmasını sağladı. İbn Bîbî gibi dönemin tarihçilerine göre I. Alaeddin Keykubad’ ın zehirlenerek öldürülmesinde ve veliahdı İzzeddin Kılıç Arslan’ ın tahta çıkmasının engellenmesinde önemli rol oynadığı belirtilmektedir.

II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in tahta çıkmasından sonra Sadettin Köpek tarafından, sultanın kardeşinin tarafını tuttuğu gerekçesiyle Anadolu’ya yerleşmiş olan Harzemşahlar’ın önemli liderlerinden Kayır Han’ ı tutaklatıp ve sonrasında öldürtmesiyle Harzemşah beyleri Anadolu’ da geçtikleri yerleri yağmalayarak Harran, Urfa, Rakka ve Suruç gibi yerleri ele geçirerek buralara yerleştiler. Daha sonra devlet yönetiminde iyice güçlenen Sadeddin Köpek, kendisi için tehdit gördüğü önemli devlet adamlarını ve kişileri çeşitli sebeplerden öldürtmeye başladı. Atabey Şemseddîn Atunapa, Tâceddîn Pervâne, saltanat naibi Kemâleddîn Kâmyar gibi önemli devlet adamlarını öldürttü ve Hüsâmeddîn Kaymerî, Celâleddîn Karatay gibi devlet adamlarını da görevlerinden uzaklaştırttı. Saltanat naibliği ve Pervanecilik görevlerine getirildi. Gücünü kanıtlamak amacıyla Melikü’l-Ümerâ unvanıyla çıktığı seferde, Eyyubiler’in denetiminde olan Samsat kalesi ile diğer bazı kaleleri ele geçirdi ve bütün bu başarılarından sonra Anadolu Selçuklu tahtına geçmeyi düşünen Sadettin Köpek, tahtta hak iddia edebilmek için I. Gıyaseddin Keyhüsrev’ in gayrimeşru çocuğu olduğu yönünde hikâye ortaya attı. Kendisini Selçuklu şehzadesi olarak kabul ettirmeye çalışan Köpek isyan etti. Çıkan isyanda birçok devlet adamı Sadettin Köpek tarafından öldürdültü.Saadeddin Köpek’in gücünün aşırı derecede artmasından endişelenen II. Gıyaseddin Keyhüsrev, 1238 yılının sonbaharında Sadeddin Köpek’ le birlikte Kubadabad Sarayı’na geldi. Sultan Keyhüsrev burada verdiği bir ziyafet sonrasında Sivas subaşısı Hüsamettin Karaca’ nın yardımıyla Sadeddin Köpek’i 1239 yılında öldürttü. Cesedi demir bir kafes içerisine konulup kale duvarına asılarak halka gösterildi

Harisliğinin en önemli göstergesi elbette güç ve iktidara ulaşmak için öz annesine bile iftira etmekten çekinmeyişi… Doğum yeri ve tarihi, devlet hizmetine ne zaman ve nasıl girdiği gibi konularda herhangi bir açık bilgi yok. Ancak öz annesine yönelttiği iftiranın açığa çıkardığı bir husus var: Doğum yeri muhtemelen Konya ve I. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemi. Asıl isminin Köpek olduğu, Sadettin’in ise lakabı olarak kullanıldığı bilgisi de mevcut. Köpek’in hakaret kasdıyla verilen bir isim olmadığını, “sadık” anlamında kullanıldığını da kaydedelim.

İbn Bibi’nin yazdığı vekayinamede ilkin Sultan I. Alaeddin Keykubat’ın, şehrin büyümesi ve Alaaddin Tepesi çevresini kuşatan iç surlardan taşan geniş bir araziye yayılması neticesi, dış surları yaptırmaya karar vermesine binaen rastlarız ismine. Uluğ sultan, hem iç surları onartır hem de büyüyen şehri saldırılara karşı emniyetli kılacak dış surların yapımına başlar. 12 burçlu surun her burcunun yapım masraflarını bir “emir”e finanse ettirir. Köpek’i 1227’da Selçuklular ile Eyyubiler arasında Harput’ta meydana gelen savaşta Selçuklu ordusunun sol kanat komutanı olarak görürüz. Mengücük Beyi Dâvud Şah, I. Alâeddin Keykubad’a tâbi olduğunu bildirmek üzere Kayseri’ye geldiğinde kendisine verilecek ahidnâmeyi kaleme alan da Sadettin Köpek’tir.

Sadettin Köpek’in mimarlığını ise elbette Uluğ Sultan’ın 1226-1236 yılları arasında Beyşehir gölü yakınlarında yaptırdığı Kubâdâbâd Sarayı’nda sınama imkanına kavuşuruz. Keykubat, yaptırdığı bu sarayın keyfini fazla süremeyecektir gerçi, ama Selçuklular’dan günümüze kadar ulaşabilmiş “tek” saray olma özelliğiyle  dikkat çeken bir estetiğe sahip bu sarayın işçiliği ve tezyinatındaki görkem hâlâ göz alıcıdır.

Doğu’da büyüyen Moğol tehdidi ve tehlikesine karşı 1236’da Erzincan’ın Akşehir ovasında Celalettin Harzemşah’ı yenip Ahlat ve civarındaki birçok küçük beyliği de denetim altına alan Alaeddin Keykubat, güney sınırlarını sağlamlaştırmak ve ittifakları geliştirmek maksadıyla 1237’de tekrar sefere çıkmayı arzular. Bu sefer hazırlıkları için 1237’de Kayseri’de ordusunu toplayan Keykubat beklenmedik bir ihanete uğrar. Abhaz eşinden olan büyük oğlu Gıyaseddin, kendi yerine kardeşi İzzeddin Kılıçarslan’ı veliaht tayin eden babasına karşı annesi, dayısı ve bazı umera ile işbirliği içinde suikast tertip eder. Bu suikast sonucu Alaeddin Keykubat av etinden zehirlenir. Suikast tertibinin içinde Sadettin Köpek’in de yer aldığı kuşkusuzdur. Neticede suikast başarıya ulaşır ve Gıyâseddin Keyhusrev’in adamları kendisini Keykubâdiye Sarayı’ndan alıp Kayseri Sarayı’na götürerek tahta çıkarırlar. II. Gıyâseddin Keyhusrev’in tahta çıkmasında başrolü oynayan Sâdeddin Köpek bu dönemde sultanın en “sadık” adamı olur. Ancak bu sadakatin de belli sınırları olacağını görürüz bir buçuk yıl içinde.

Sadettin Köpek, yeni, acemi ve sefih sultanı ilkin Selçuklu hizmetine girmiş Harizmli çerileri gözden çıkartmaya ikna eder. Harizmli çerilerin komutanı Kayır Han, Zamantı kalesine hapsedilir ve bir süre sonra ölmesine göz yumulur. Bunu gören bütün Hârizmli beyler ve askerleri Selçuklu topraklarını yağmalayıp Maraş’a doğru çekilir. Selçuklu tahtının sefih sultanı II. Gıyas, Harizmliler’in peşine Emirü’l-ümera ve naib-us saltana Kemaleddin Kamyar kumandasında bir ordu takar. Fakat Harizmliler bu orduyu yenilgiye uğratır. Devletin başına açılan bütün bu gailelerden dolayı, II. Kılıçarslan döneminden beri devlette görev almış ünlü atabey Şemseddin Altunaba Sadettin Köpek’i sorumlu tutar. Bunu öğrenen Köpek, yaşlı atabeyi öldürtür. Diğer devlet adamları da Sadettin Köpek’in şerrindne çekinmeye başlar. Sözgelimi Altunaba’dan sonra sıranın kendisine geldiğini farkeden Vezir Tâceddin Pervâne, Ankara’ya kaçar. Ankara, onun ıkta bölgesidir. Sahip Şemseddin İsfehani, Sadettin Köpek’in haris niyetleri konusunda Emir’ul-ümera Kemaleddin Kamyar uyarsa da, hayatından endişe duyan Kamyar bu uyarıyı kaale almaz. Yegane endişesi, babasını öldürmek suretiyle oturduğu tahtı korumak ve kardeşi İzzeddin Kılıçarslan olan sefih II. Gıyas da yaşanan bu gelişmelere sessiz kalmayı tercih eder.

Zazadin Hanı, Konya’da 13. yüzyıl Anadolu Selçuklu devrine ait kervansaraydır.

1235-1236 yılları arasında I. Alaeddin Keykubad’ın ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in emirlerinden biri olan Sadeddin Köpek tarafından inşa ettirilmiştir. Dikdörtgen planlı kesme taştan, yazlık ve kışlık olarak, avlulu inşa edilen han bir kale görünümüdedir. Taç kapısı üzerinde bir kitabesi bulunmaktadır.

Şartların lehine olduğunu bilen Sadettin Köpek, sultandan aldığı bir fermanla İzzeddin Kılıçarslan’ın annesi, Selahaddin Eyyubi’nin torunu Gaziya Hatun’u Ankara’ya göndertip boğdurur. Fakat II. Gıyas’ın henüz herhangi bir erkek çocuğu olmadığı için kardeşleri İzzeddin Kılıçarslan ile Rükneddin’e dokunmaz. Onları bizzat Borgulu Kalesi’ne götürüp hapsetmekle yetinir. II. Gıyas, erkek çocuğu doğduktan sonra, kardeşleri öldürme göreviyle Borgulu’ya Mübârizüddin Armağanşah’ı gönderir, ancak Armağanşah onları öldürmez ve durumu da hem sultandan hem de Köpek’ten gizler.

Sadettin Köpek’in gücünün doruğuna Ankara’daki Tacüddin Pervane’yi zina ithamıyla recmettirerek ulaşır. Artık Sultan II. Gıyas’ın yüzüğü de kendisine emanettir, parmağındadır. Kemaleddin Kamyar’ı önce Konya’daki ünlü Gevale Kalesinye hapsettirir, ardından burada şehit eder. Yaşanan bu gelişmeler başta Celaleddin Karatay olmak üzere devrşin bütün devlet erkanını ürkütür, hemen hepsi bulundukları görevi bırakıp bir köşeye çekilir. Meydan artık harisliğinin zirvesindeki Sadettin Köpek’indir. Av emirliği haricinde herhangi bir siyasi ve askeri başarısı olmayan Köpek’in asıl hedefi bir şekilde tahta oturabilmektir, bunun için çeşitli askeri seferler düzenler, günübirlik etkisi olan zaferler kazanır. Ama asıl ihtiyacı hanedan mensubu olduğunu gösterebilmek, yani sultanların soyundan olduğunu ispatlayabilmektir. Öz annesine yönelik iftirası da dedikodu şeklinde bu dönemde peyda olur. Sözümona Alaeddin Keykubat’ın “üvey kardeşi” olduğunu öne sürmektedir Sadettin Köpek.

Devletin kötü gidişatından sultanı sorumlu tutar ve onun Abbasi hilafetini tanımadığını da iddia eder. Bütün bu gelişmeler artık gerek sultanı gerekse de Konya halkını tedirgin edecek boyutlara ulaşır. Sultan, aksi emredildiği halde, huzuruna defaatle kılıçlı olarak çıkan Köpek’ten korkmaya başlamıştır. Onu bertaraf edecek bir çözüm yolu olarak Sivas Subaşısı ve Candar (muhafız başı) Hüsameddin Karaca’yı Konya’ya çağırır. Beyşehir’de Kubadabad sarayında verilen bir ziyafete davet edilir Sadettin Köpek ve orada Hüsamettin Karaca, Köpek’i öldürmeye çalışır; ancak başaramaz. Yaralanan Köpek, sarayın şaraphanesine kaçmaya muvaffak olur. Fakat burada şarabdar ve adamları tarafından öldürülür. Tarih, Aralık 1238’dir. Mimarı olduğu sarayın şaraphanesinde şarapçıların elinden ölümü tadar Sadettin Köpek, ihtirasın kötü neticesinin bize sunduğu ibretlik tablo budur.

Ancak, mervidir ki Sadettin Köpek’in şerri ölümünden sonra da devam etmiştir: Demir bir kafese konan cesedi Konya surlarına asılarak halka sergilenir bir süre. Fakat kafesi tutan halat kopar ve onun ibretlik sonunu seyretmeye gelenlerden bir kişi kafesin altında kalarak ölür. Ölümüyle bile şerrinden kurtulamaz halk.

Selçuklu Devleti’nin 1243’te Kösedağ savaşını kaybetmesinin bir numaralı sebebi Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev ise iki numaralı sebebi Sadettin Köpek’in devletin başına açtığı büyük gailedir. Bu gaile esnasında devlet aklı şehit düşer. Şemseddin Altunaba, Kemalettin Kamyar, Hüsamettin Kaymer, Tacüddin Pervane, Kayır Han gibi birçok başarılı devlet adamı ve komutan şehit edilir, devlet aklının yaşayan yanları ise görevden uzaklaşmıştır. Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in Abhaz dayısından başkasına güvenmemesi sonucunu da buna eklemelidir. 1241’deki büyük Türkmen ayaklanmasının sebeplerinden biri II. Gıyas’ın sefahat dolu saltanatının masraflarını halkın sırtına yükleme ise diğeri de bu konuda kendisini uyaran ehli dile beslediği güvensizlik ve onlara yaptığı zulümdür. Ahi Evren ve bağlısı ahi babaları sözgelimi 1239’da hapsedilir.

Ezcümle, Sadettin Köpek, Sultan Alaeddin Keykubad döneminde iyi işleyen devlet çarkına sokulmuş habis bir demir çubuktur. Bu tür habis ruhlular eliyle çevrilen entrikalar, bu habis ruhlular görünürde ne kadar sanatkar olurlarsa olsunlar, kaderin hükmü karşısında eninde sonunda başarısız kalacaktır. Kıssadan çıkaracağımız hisselerden biri de budur.

Kubadabad Sarayı, Konya Beyşehir-Isparta Yenişarbademli arasındaki yolun 5 km. içerisinde Gölyaka Köyü sınırları içinde bulunuyor. Ünlü Selçuklu tarihçisi İbn Bibi’nin Selçuknamesi’nde sözünü ettiği, I. Alaeddin Keykubad’ın (1220-1236) emriyle Sadeddin Köpektarafından yapılmış Kubadabad Sarayı Külliyesi, günümüze ulaşabilmiş tek Anadolu Selçuklu saray yapısıdır.

Kaynak :Türkler Tarihi