Osmanlı-Rus Savaşı (1828-1829)
Osmanlı-Rus Savaşı (1828-1829), Navarin Deniz Savaşı’nı takiben Rusya’nın Yunanlıların bağımsızlığını desteklemesi yüzünden çıkmış bir savaştır.
Osmanlı padişahı Sultan II. Mahmut, 20 Ekim 1827 tarihinde İngiliz, Fransız ve Rus donanmalarının Navarin’de Osmanlı-Mısır donanmalarını yakmalarını protesto etmek için Rusya’yla yapılmış olan Akkerman Antlaşmasını iptal etti ve Çanakkale Boğazı’nı Rus gemilerine kapadı. Bunun üzerine başlayan savaşın ilk aylarında Rus komutanı Petro Wittgenstein Osmanlı toprağı olan Eflak’a girerek Bükreş’i ele geçirdi. Rus çarı I. Nikolay da Tuna nehrini geçerek Dobruca’ya yürüdü. Şumnu, Varna ve Silistre kalelerini kuşattı.
Karadeniz filolarının desteğiyle Varna kalesine saldıran Ruslar 29 Eylül’de Varna’yı teslim aldılar. Ancak Şumnu kalesini uzun süren bir kuşatmaya rağmen Osmanlıların büyük bir cesaretle yaptıkları savunma sonucu ele geçiremediler. Her iki taraf ta açlık ve hastalık sonucu çok sayıda kayıplar verdi. Kışın yaklaşması dolayısıyla Ruslar kendilerine ait olan Besarabya’ya geri çekildiler.
7 Mayıs 1829’da Rus ordusu 60.000 askerle tekrar saldırıya geçerek Silistre’yi kuşattı. Sultan II. Mahmut 40.000 kişilik bir orduyu Varna’nın yardımına gönderdi. Ancak bu ordu Ruslara yenik düştü. 19 Haziran’da Silistre de Ruslara teslim oldu. Bu arada Kafkas cephesinde İvan Paskeviç komutasındaki Rus ordusu Ahıska, Ardahan, Posof, Erivan, Kars ve 27 Haziran 1829’da Erzurum’u ele geçirdi. 2 Temmuz’da 25.000 askerlik bir Rus ordusu Balkanları boydan boya geçerek Burgaz’ı ve Sliven’i teslim aldılar. 28 Ağustos’ta Edirne’ye kadar ilerleyen Rus ordusu İstanbul’un sadece 68 kilometre uzağına dek ulaştı. Padişah II. Mahmut 14 Eylül 1829’de Rusların bu ilerlemesini durdurmak için koşulları çok ağır olan Edirne Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı.