Osmanlı-Lehistan Savaşı (1620-1621)

Osmanlı-Lehistan Savaşı (1620-1621), Osmanlı-Lehistan Savaşı (1620-1621)’nın nedeni Lehistan soylularının Boğdan’ın işlerine karışmasıdır.

1514 yılından beri Boğdan Beyliği doğrudan doğruya Osmanlı Devleti’nin bir parçası olmamakla birlikte Osmanlı Devleti’nin himayesi altında sayılıyordu. Boğdan Beyliği Tuna nehri yoluyla Karadeniz’e ulaşan ticaret yolları üzerinde bulunduğu için coğrafi konumu açısından Lehistan için stratejik bir önem taşıyordu. 16. yüzyıl sonlarında Lehistan soyluları (magnatlar) Boğdan’ın işlerine karışmaya başladılar. Osmanlılar tarafından tayin edilmiş olan Boğdan Voyvodası Gaspar Graziani de Lehistan’ın yanında Osmanlılara karşı tavır aldı. Ayrıca Lehler Erdel Prensliği’ne saldırdılar. Erdel Prensi ve Protestan sempatizanı Bethlen Gábor, Osmanlı Devleti’nden yardım istedi. Bu Osmanlılar için kabul edilemez bir durumdu. Osmanlı padişahı Genç Osman Lehistan’a savaş açtı.

Hazırlanan Osmanlı kuvvetlerine Özi Beylerbeyi İskender Paşa kumanda ediyordu. Ayrıca Nogay Tatarları da Kantemir Mirza’nın kumandası altında Osmanlı ordusunun yanında yer aldı. Lehistan ordusunun başında Rusya’yı dize getirerek 10 yıl önce Moskova’yı ele geçirmiş ünlü Leh komutanı Stanisław Żółkiewski bulunuyordu. Boğdan Voyvodası Gaspar Graziani de 600-1000 civarında askeriyle Lehistan’ın yanında yer aldı. Ancak Boğdanlı birçok bey Osmanlılara karşı savaşmayı reddetti. 10 Eylül 1620 tarihinde Lehistan ordusu Prut nehri boylarında Yaş kenti yakınlarındaki Çuçoro mevkiinde Osmanlı ve Nogay ordularıyla karşılaştı.

Savaşın daha 18 Eylül’deki ilk gününde Leh askerleri bozguna uğradılar. Boğdanlı askerler taraf değiştirerek Osmanlı tarafına geçtiler. 6 Ekim’de Osmanlılar tekrar taarruza geçtiler. Leh kumandanlar ve soylular askerlerini terk ederek kuzeye doğru kaçmaya başladılar. Leh askerlerinin çoğu ya öldürüldü ya da esir alındı. Leh kumandanı Stanislaw Zolkiewski de savaşta öldürüldü ve kafası kesilerek padişaha gönderildi. Gaspar Graziani kaçmayı başardı ama Osmanlılardan korkan kendi askerleri tarafından öldürüldü. Böylece Çuçoro Muharebesi büyük bir Osmanlı zaferiyle sonuçlanmış oldu.

Çuçoro Savaşı’nda Lehistan’a karşı kazanılan bu büyük zafer sonucunda Osmanlı padişahı II. Osman Lehistan’ı tamamen dize getirerek Osmanlı Devleti’nin sınırlarını Baltık Denizi’ne kadar uzatabileceğini düşündü. Bu amaçla bir yıl sonra 200.000’i aşkın bir sayıda büyük bir ordu hazırlayarak bizzat kendisi bu ordunun başında İstanbul’dan Edirne’ye doğru yola çıktı.

Osmanlılar, Hotin Seferi’nden umduklarını bulamamışlardı. Ancak Lehler de büyük bir zafer kazanamamışlardı. O yüzden yapılan Hotin Antlaşması, Osmanlı Devleti’yle Lehistan arasındaki durumu olduğu gibi korudu. Sınırlarda hiçbir değişiklik olmadı. Antlaşmanın maddeleri:

  1. Lehistan’a Tatar akınları yasaklandı.
  2. Hotin, Osmanlı egemenliğindeki Boğdan’a verildi.
  3. Lehistan’ın Kırım Hanlığı’na vergi ödemeye devam etmesi kararlaştırıldı.

Saldırının başarısızlığına karşılık, Boğdan’ın güvenliği sağlanmış oldu.

Osmanlı-Lehistan Savaşı (1620-1621) ardından II. Osman, Hotin kalesi önünde istekli savaşmayan Yeniçeri Ocağı’nı kaldıracağını açıkladı. Bu kararı yeniçerilerin isyanına yol açtı. İsyan, II. Osman’ın öldürülmesi ile sonuçlandı.