Osmanlı-Avusturya Savaşı (1593–1606)
Osmanlı-Avusturya Savaşı (1593–1606), Osmanlı Devleti ile Kutsal Roma İmparatorluğu arasında sınır çatışmalarının artması ve Bosna Beylerbeyi Telli Hasan Paşa’nın 1593 yılında Kulpa’da ağır yenilgiye uğraması sonucunda başlayan savaştır.
Savaş, iki imparatorluğun ordularının 1596 yılında topyekün karşı karşıya geldikleri ve Osmanlıların zaferiyle sonuçlanan Haçova Muharebesi haricinde, ortak ölçekli birliklerin çarpışmaları ve stratejik önemdeki kalelerin karşılıklı olarak fethedilmesi/kuşatılması/kaybedilmesi şeklinde seyretti.
1606 yılında akdedilen Zitvatoruk Antlaşması’yla son bulan savaş sonucunda Osmanlı Devleti Eğri ve Kanije gibi stratejik kaleleri topraklarına katarken, yine Osmanlı Devleti’ne bağlı Erdel Prensliği de topraklarını Slovakya’ya doğru genişletti. Bununla birlikte, bu antlaşmayla Osmanlı Padişahı’nın Kutsal Roma İmparatoru’nun diplomatik denkliğini kabul etmesi Osmanlıların ilk defa üstünlüklerini yitirdiklerine işaret ettiği gibi, keza Kutsal Roma İmparatorluğu’nun Orta Macaristan için 1533’ta imzalanan İstanbul Antlaşması’ndan beri ödediği 30.000 altın verginin kaldırılması da Osmanlıların bu topraklar üzerinde talep ettikleri haklardan feragat ettikleri anlamına geldi.
Savaşın başından itibaren Osmanlı Devleti’ne bağlı Romen prenslikleri Eflak, Boğdan ve Erdel’in (tarihte ilk kez birleşerek) Osmanlılara karşı ayaklanmaları ve Kutsal Roma İmparatorluğu’na bağlanmaları Osmanlıların güçlerini fiilen iki cepheye bölmelerini gerektirdi. Osmanlı Devleti 1599’da Anadolu’da başlayan Celali İsyanları, 1603’te önce İstanbul’daki Zorba İsyanı ardından doğuda İran’la savaşın yeniden başlaması nedeniyle çok cepheli bir mücadele içine girdi ve bunalımlı yıllar yaşadı.
Kutsal Roma İmparatorluğu ise özellikle 1604 yılından itibaren ekonomik sıkıntılar, savaşlarındaki asker kaybı ve Erdel’de başlayan Boçkay Ayaklanması nedeniyle tüm cephelerde bir çözülme yaşadı ve barışa razı oldu.
13 yıl süren bu savaş iki İmparatorluk arasında o tarihe kadarki en uzun harp olurken, Zitvatoruk Antlaşması ise 1663’e kadar fiilen 57 yıl geçerli kaldı. Nitekim, Osmanlı Devleti 1639’a kadar İran’la savaşlara (1645’ten itibaren ise Venedik’le başlayan Girit Savaşı’na) odaklanırken, Kutsal Roma İmparatorluğu da 1618’den itibaren tüm kaynaklarını 30 Yıl Savaşları’na vakfetti.
Osmanlı Devleti ve Avusturya Arşidüklüğü 15 yıl süren uzun bir savaştan sonra yorgun düşmüşlerdi. Osmanlı padişahı I. Ahmet ve Avusturya adına Arşidük Matthias arasında 11 Kasım 1606 tarihinde imzalanan Zitvatorok Antlaşması’yla barış sağlandı.
Antlaşmaya göre Eğri, Estergon, Kanije kaleleri Osmanlılarda, Raab (Yanıkkale) ve Komarom kaleleri ise Avusturyalılarda kalacaktı. Avusturya bir kereye mahsus olmak üzere 200.000 altın savaş tazminatı ödeyecekti. Osmanlı padişahı Avusturya Arşidükü’ne Roma İmparatoru yani Sezar (Kayzer) unvanıyla hitap edecek, her üç yılda bir karşılıklı armağanlar gönderilecekti. Avusturya’nın Kuzey Macaristan için ödemekte olduğu yıllık 30.000 altın vergi ise kaldırılacaktı.