Karesioğulları Beyliği

Karesioğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti’nin gerilemesinden sonra Batı Anadolu’da Balıkesir, Çanakkale ve Bergama yöresinde kurulmuş bir Anadolu Türk beyliğidir. 1297 yılında bağımsızlığını ilan ettiği kabul edilen Karesi Beyliği, bu bölgede kurulan ilk Türk devleti olarak bilinir. Beyliğin kurucusu Karesi Bey (Kara İsa), Germiyanoğulları’nın desteğiyle bölgedeki hâkimiyetini sağlamıştır. Beylik, özellikle denizcilik gücü ve stratejik konumuyla Osmanlı için büyük bir önem taşımıştır.

Selçuklu ve Danişmend Bağlantıları

Karesi Bey’in soyu, Danişmendlilerin kurucusu olan Danişmend Gazi’ye dayanmaktadır. Selçuklu Devleti’ne bağlı bir uç beyi olan Karesi Bey, kendisine Emir-ül Savahil (Sahiller Emiri) unvanıyla Marmara ve Ege kıyılarının yönetimini üstlenmiştir. Bu dönemde Germiyanoğulları ve diğer Türkmen boylarının desteğiyle Balıkesir ve çevresini fethederek Karesi Beyliği’ni kurmuştur. Beyliğin Danişmendlilere dayanan kökeni, Tokat’taki Hamzalar Mezarlığı’nda bulunan Kutlu Melek Hatun ile oğlu Mustafa Çelebi’nin mezar taşlarında da doğrulanmaktadır (Uzunçarşılı, Kitâbeler, I, 43-45).

Bizans’a Karşı Mücadele ve Deniz Gücü

Karesi Beyliği, Bizans’a karşı düzenlediği seferler ve güçlü donanmasıyla dikkat çekmiştir. Beyliğin deniz gücü, bölgedeki Bizans şehirlerine ve adalara karşı düzenlenen akınlarda etkili olmuştur. Bizans İmparatoru II. Andronikos ile yapılan mücadelelerde önemli başarılar kazanılmıştır. Demirhan Bey, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’nden gemilerle Rumeli’ye asker çıkararak akınlar düzenlemiş, Bizans’ın gücünü sarsmıştır. Ayrıca, Ege sahillerine yönelik akınları Haçlı donanmalarının direnişiyle karşılaşmış, ancak Karesi Beyliği bu saldırılara rağmen denizcilik faaliyetlerini sürdürmüştür. Beylik, kara ordusu yanında önemli derecede etkin bir donanmaya da sahipti. “Gemileri denizde rüzgârın önünde sanki uçarak gider, şehirler o gemilerden titrerdi” şeklindeki ifadeler, bu donanmanın gücünü tasvir etmektedir.


Karesioğulları’nın Osmanlı’ya Katılması

Karesioğulları Beyliği, Osmanlı Beyliği’ne 1345 yılında katılmıştır. Bu süreç, Osmanlı Beyliği’nin Anadolu’daki büyüme ve güçlenme sürecinde önemli bir dönüm noktasıdır. Beylikteki iç karışıklıklar, bu birleşmeyi kolaylaştırmıştır. Demirhan Bey ile kardeşi Dursun Bey arasındaki taht mücadelesi sırasında Osmanlılar devreye girmiştir. Dursun Bey, Orhan Bey’den yardım talep etmiş ve karşılığında Balıkesir, Edremit ve Bergama’yı Osmanlılara bırakmayı teklif etmiştir.

  1. Katılım Süreci:
    • Orhan Bey, Dursun Bey’in çağrısı üzerine Balıkesir’e gelerek Karesi topraklarını Osmanlı’ya bağlamıştır.
    • Demirhan Bey’in Bergama’ya çekilmesi ve Dursun Bey’in ani ölümü, Osmanlı’nın bölgedeki kontrolünü kolaylaştırmıştır.
    • Bergama Kalesi’nin teslim alınmasının ardından Karesi toprakları Osmanlı’ya katılmıştır.
  2. Sonuçları:
    • Askerî Güç: Karesi Beyliği’nden Osmanlı’ya geçen ümerâ (örneğin Hacı İlbey, Evrenos Bey ve Ece Halil) Osmanlı ordusunun Rumeli’ye geçişinde ve Balkanlardaki fetihlerde önemli roller üstlenmiştir.
    • Denizcilik: Karesioğulları’nın donanması, Osmanlı’nın deniz gücünü oluşturma sürecinde temel kaynak olmuştur.
    • Rumeli’ye Geçiş: Osmanlı’nın Rumeli’ye geçiş hazırlıkları için Karesi Beyliği’nin toprakları ve kaynakları kritik önemdeydi.

Karesi Beyliği’ne Ait Kitabeler ve Tarihî İzler

Karesioğulları Beyliği’nden günümüze ulaşan kitabeler ve diğer tarihî eserler, beyliğin Danişmendlilerle olan bağlarını ve bölgedeki varlığını anlamak açısından önemlidir.

  1. Kutlu Melek ve Mustafa Çelebi’ye Ait Kitabeler: Tokat Müzesi’nde bulunan bu mezar taşlarında, Karesi Beyliği’nin Danişmend soyu ile bağlantısına dair bilgiler yer almaktadır. Bu kitabeler, Karesi ailesinin kökenleri hakkında önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
  2. Mevlâna Yusuf Sinan’ın Mezar Taşı (1300): Karesi Beyliği dönemine ait en eski kitabe olarak bilinir. Baş taşında şu ifadeler yer almaktadır:
    • Baş taşının iç tarafı: “Kâle’n-Nebiyyü aleyhisselam el-müminûne lâyemûtûn. Nukıle min dari’l-fenâ ilâ daril-bakâ.”
    • Baş taşının dış tarafı: “Tuviffiye el-merhûm el-mağfur el-âlim el-âmil Mevlâna Yusuf Sinan bin Habîb el-Kâdi bi İbn-i Hakîm fi’ş-şehri cemâziye’l-âhir sene seb’a miye.”
  3. Karesi Bey Türbesi: Balıkesir’de bulunan bu türbe, Karesi Bey’in anısını yaşatmaktadır. Türbe, beyliğin tarihî ve kültürel mirasını temsil eden önemli bir yapıdır.
  4. Güdük Minare: Bergama’da bulunan Güdük Minare’nin Karesi Beyliği döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Bu yapı, beyliğin mimarî mirasını temsil eden nadir örneklerden biridir.

Osmanlı İdaresinde Karesi Bölgesi

Karesioğulları Beyliği’nin Osmanlı’ya katılmasından sonra bölge, Karesi Sancağı adıyla Osmanlı idarî yapısında önemli bir yer tutmuştur. Süleyman Paşa döneminde Rumeli’ye yapılan fetihler sırasında Karesi halkı ve ümerâsı önemli roller üstlenmiştir. Yeni fethedilen Rumeli topraklarına yerleştirilen Türkler arasında Karesi’den gelenler de bulunmaktaydı. Günümüzde Trakya’da “Balıkesirli” ve “Karasili” gibi yer adları bu tarihî sürecin izlerini taşımaktadır.


Sonuç

Karesioğulları Beyliği, Osmanlı’nın büyüme ve kurumsallaşma sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Beyliğin donanması, askerî liderleri ve stratejik konumu Osmanlı’nın bir dünya imparatorluğuna dönüşme yolundaki ilk adımlarında etkili olmuştur. Karesi Beyliği’nden miras kalan tarihî izler, Türk tarihinin zenginliğini ve sürekliliğini göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Ahmet KOÇ

Tarih Araştırmacısı ve Yazarı