İti-Sie / İçisiye
İti-Sie / İçisiye, İti-Sie / İçisiye, Kün-çin’in uzun yabguluk dönemi Hunların bozulmaya başladığı yıllar sayılsa da, askeri yönden hayli başarılı geçmişti. O öldüğünde kardeşi İçisiye doğu prensi idi. Tahta namzet savdan Kün-çin’in oğlu Yu-pi, haliyle devletin başına geçmek istedi. İki taraf arasında kısa süren bir savaş başladı. İç karışıklık Yu-pi’nin aldığı ağır mağlubiyetle sonuçlandı. Amcasının elinden canım kurtarabilen yeğen Yu-pi Çin’e sığındı ve orada iltifatlara gark edildi, fakat kısa zaman sonra bu prens Çin’de öldü.
İti-Sie / İçisiye, İçesiye duruma hakim olunca, Çin’le savaşa kaldığı yerden devam etti. Hunlarda enerji kaybı hiç olmamış gibiydi. İlk senede, “Çin’in kuzey-doğu kasabaları (Bu günkü Ho-pei, Liao-hsi ve Liao-tung), Yin-shan’ın ormanlık bölgelerini kendilerine üs olarak seçen Hunlar” tarafından yerle bir edildi. 125 senesinde Ordos’ta geniş çaplı yağma hareketi yapılıp, bir çok esir alındı.
İmparator ülke sınırlarında cereyan eden Hun yıkıcı faaliyetlerinden oldukça rahatsızdı. Şimşek gibi, göz açıp kapayıncaya kadar vurup kaçan Hunlara yetişemiyorlardı. Ordu teşkilatında değişikliğe ihtiyaç duyan Çin, hafif süvari birlikleri oluşturmaya başladı. Yanlarına sadece ihtiyaçları kadar yiyecek içecek alacak olan süvariler daha seri hareket edebileceği için, Hunlara belki yetişebilirdi.
Çin, yeni stil orduya hazırlayınca, bunun başına 129’da on biner kişilik dört ordudan birinin komutam olan Wei-Ch’ing’i getirdiler. O seneki saldırılarında en başardı olan Wei-Ch’ing idi; aynısını, hatta daha fazlasını yapacağı umulmaktaydı. Asker sayısıyla ilgili rakamların hiçbir zaman tam doğruyu yansıtmadığı, Çinlilerin bu hesapta çok mübalağacı olduğu söylenir. Wei-Ch’ing’in ordusu 100 bin kişilikti deniyor; bu böyle değilse bile çok kalabalık olduğundan şüphe etmemek lazım. Durumları, ağırdan almayı kaldıramayacak kadar vahimdi. Zoraki bir süratle, Ordos’tan yürüyüp, batıdaki göçebe Hunlara saldırdılar. Hiçbir şeyden haberi olmayan insanlar olağan şekilde vakit geçiliyorlardı. Baskın başarılıdır, Hunlar perişan edildiler. Canım kurtarabilen batı prensi diğerlerini kurtaramadı. Bir çok düşük rütbeli prensle beraber 15 bin kişi esir düştü.
Aynı sene içinde Hunların cevabı olacaktır, ama yapılan kar zararı karşılamaktan çok uzak kalacak. Alınan bin kadar esir, ancak zirai işlerde çalıştırılarak geçinmelerine katkıda bulunacaktı.
Çin müdafaada kalır, Hun devamlı saldırırdı. Şimdi hareketler farklılaştı, roller değişti gibi. 123 senesinde aynı komutan, doğudaki göçebelere iki ayn saldırı düzenledi. Bunlarda Çinliler umduğunu bulamadılar, üstelik çok kayıp verdiler. En mühimi ise Çin birliklerinden biri teslim olmak zorunda kaldı.