İlarslan

İlarslan, İlarslan 22 Ağustos 1156 ile 7 Mart 1172 tarihleri arasında Harezmşahlar devletinin hükümdarlığını yapmıştır.

İlarslan (tam adı: Tac-i Dünya ve Din Ebu-l Feth İlarslan) (ö. 7 Mart 1172), 22 Ağustos 1156 ile 7 Mart 1172 tarihleri arasında Harezmşahlar devletinin hükümdarlığını yapmıştır.

Babası Atsız sultan iken 1152’de oğlu İlarslan’ı Seyhun nehri ağzında önemli stratejik rolü olan Cend valisi olarak atamıştı.

1156’da Atsız ölünce İlarslan Harezmşah tahtına geçti. Harezmşahlar devleti babasının ve İlarslan’ın hükümdarlık döneminde hem Büyük Selçuklu Devleti’ne hem de “Gürhan” adı ile anılan hükümdarlar tarafından yönetilen Karahitaylar devletine yıllık tazminat ödeyen hukuken vasal bir devlet niteliğinde bulunmakla beraber genel olarak bağımsız bir ülke niteliklerini taşımaktaydı.

İlarslan’ın Harezmşah olarak göreve başlamasından çok geçmeden 8 Mayıs 1157’de Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı olan Ahmed Sencer öldü. Büyük Selçuklu Devleti ortaya çıkan çeşitli sultan adaylarının birbirleriyle mücadeleye girişmeleri ile büyük bir karışıklığa boğulup çok geçmeden bir tarihsel siyasi güç olmaktan çıktı. Bu gerçek, etkin olarak İlarslan’ın Büyük Selçuklulara vasal olmasına son verdi.

İlarslan Horasan’da olan siyasi gücünü yükseltmek için her türlü siyasete başvurdu. Bu nedenle çeşitli yöresel yöneticilerle değişik dönemlerde geçici müttefiklik yaparak onlara askeri destek sağladı. Fakat Selçukluların otoritesinin gittikçe zayıflayıp Selçuklu devletinin çökmesine rağmen, diğer bölge idarecilerine üstün gelmeyi başaramadı. Sancar’ın yerine onun başkentinde Selçuklu hükümdarı olarak saltanat kuran Karahanlı Mahmud ile yakın ilişki kurdu. Ama babası Sultan Atsız Selçuklu Sultanı’yla yazışmalarında kendinden kulun olarak bahis ederken, İlarslan’ın Mahmud ile yazışmalarında kendinden “gerçek arkadaşın” olarak bahsettiği belgelenmiştir. Diğer taraftan Selçuklu devletinin batısında hüküm süren II. Muhammed’le yazışmalarında İlarslan Selçukluların Irak ve batı İran’da tutunmalarının imkânsız olacağı için doğuya Horasan’a doğru hücuma geçmesini tavsiye etmiştir. İlarslan bir zaman için Sultan Sencer’in tahtına adaylardan biri olan Sultan Mesud ile yakın dostane ilişkilerde bulundu. Bunun ana nedeninin Karahitaylara karşı bir güç kurmak olduğu bildirilmiştir ama bu müttefiklik hiç gerçekleşmedi.

1158’de İlarslan Karahitayların diğer bir vasal ülkesi olan Semerkant‘de kurulu Karahanlılar devleti işlerine karışmaya başladı. Karahanlılar hükümdarı Çağrı Han ülkesinde bulunan Karluklar aleyhinde idi ve Karluk emirlerinden bazıları Harezmşahlar ülkesine kaçıp İlarslan’dan destek istediler. Bunu bir bahane sayan İlarslan Karahanlılar’a karşı bir askeri sefere çıktı. Buhara şehri Harezmşahların eline geçti. Karahanlı sultanı Çağrı Han Semerkant şehrine çekilip Harezmşah ordusunun bu şehri kuşatmasına direnişe geçti. Çağrı Han Maveraünnehir Oğuz boylarından ve Karahitaylılar’dan yardım istedi. Karahitaylı Gürhan bir orduyu destek için göndermekle beraber bu ordunun komutanı Harezmsah ordusuyla savaş girmekte çekingen davrandı. Sonunda Semerkand’ın dini liderlerinin aracığıyla Çağrı Han, İlarslan’la bir barış imzalamak zorunda kaldı ve bu barışa göre Çağrı Han Karluk emirlerini ülkesine geri alacak ve onlara eski görevlerini geri verecekti.

Bundan sonra İlarslan Horasan’da ortaya çıkan karmaşık durumdan faydalanmaya kararla ilgisini Horasan’a çekip buradaki değişik Oğuz boyları arasındaki karışıklıklar ile uğraşmaya koyuldu.

1161’de Gürgan’da ve Dahestan’da Oğuz lideri olan İhtiyareddin Aytak ile ona karşı çıkan Yağmur Han arasındaki mücadelenin Aytak lehinde çözümünü sağladı. 1162’de Sultan adayı Mahmud Hanı tahttan indiren Oğuz lideri Ay-Aba kendini “Horasan hüsrevi ve dagünün sultanı” ilan etti ve batıda bulunan Selçuklu Sultanı adayı Arslan Şah’ın vasalı olduğunu bildirdi. Bu karmaşık durumu fırsat olarak gören İlarslan 1165’te Horasan’ı eline geçirmek için sefere çıktı ve Ay-Aba’yı Nişabur‘da kuşatmaya aldı. Fakat şehri ve emiri eline geçiremeden kuşatmayı bırakıp geri dönmek zorunda kaldı.

Fakat Horasan’da karışıklık durumundan Karahitaylar Gürhan’ı “Yelu Pusuvan” da faydalanmak istemekteydi. 1165’te Karahitaylar ordusunun Horasan’daki Karahanlılar’a karşı bir sefere çıkıp güney Maveraünnehir bölgesini istila edip talan etmesine İlarslan ancak seyirci kalabildi.

1172’de ise Karahitaylar İlarslan’ın yıllık tazminatı vermediğini bahane ederek Harezmşah devleti ülkelerine bir ceza verme seferine çıktılar. Harezmşah ordusu toplanıp sefere başladığında İlarslan hasta düşmüştü. Ordusunun başından ayrılıp başkenti Gürgenç’e geri döndü ve yerine bir serdar bu orduya komutan tayin edildi. Harezmşah ordusu Karahitaylar ordusu ile yaptığı muharebede yenik düştü; ama Karahitaylar ordusu bunu bir akın hücumu olarak görerek ülkesine geri döndü. Bundan hemen sonra 7 Mart 1172’de Sultan İlarslan Gürgenç’te hayatına gözlerini yumdu. Oğulları olan “Alaaddin Tekiş Harezmşah” ile Sultan Han Harezmşah arasında bir taht kavgası çıkıp her ikisi de kendini Harezmşah Sultanı olarak ilan etti.

Kaynak: Wikipedi