Hazinedar Şahin Ali Paşa

Hazinedar Şahin Ali Paşa Gürcü asıllıdır. Çelik Mehmet Paşa kölelerinden olup onun dairesinde yetişti, silâhşörlükte yeteneği görüldü; efendisine hazinedar oldu ve bu lakapla tanınmıştır. Çelik Mehmet Paşa’nın Anadolu’daki valiliklerinde bazı yerlerde onun mütesellimi olup eşkıyalık yapmakta olan levendlerin tenkilinde hizmet gördü.

Ocak 1758’de hac emiri tarafından İstanbul’a gönderilen hediye bohçaları eşkıya leventlerin eline geçmiş olunca bu eşkıyayı tepeleyip hediyeleri geri almak üzere Çelik Mehmet Paşa’ya İstanbul’dan ferman gönderildi ve o da Hazinedar Şahin Ali Ağa’yı bu göreve memur etti. Hazinedar Şahin Ali Ağa bu görevi çok başarı ile uyguladı ve çok sayıda eşkıya levendi tepeleyip bir parçası bile kaybolmadan bu hediye bohçalarını geri almayı başardı.

Bu başarısı dolayısıyla kendisine Paşa rütbesiyle Adana valiliği verildi.

1768’de ise Rakka (Urfa) sancakbeyliği verilmekle beraber 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı’na katılması emri verildi. Bender’e geldiği zaman Rusların Hotin kalesine hücumunu önlemek için Hotin’in yardımına koştu. Muharebe sahasında gösterdiği cesaret ile bu kale kurtarıldı. Bu nedenle 24 Kasım 1769’da vezirlik unvanı verilip Karaman valisi tayin edildi ama yine cephede kalarak Özi tarafı serdarı yapıldı. Eylül 1770’te ise Sivas valisi tayin edilmekle beraber ile Özi kalesi muhafızlığı görevi verildi. Hazinedar Şahin Ali Paşa, bu muhafızlıkta iken Rusların Özi ve civarına yaptıkları hücumlara ve Özi kalesini kuşatmalarına karşı büyük bir metanetle Özi’yi savundu ve yaptığı kale çıkışları ile Rus ordusunu hedeflerine yetişmekten önledi ve sonunda kuşatmayı bırakmalarına neden oldu.

Muharebeden sonra 17 Kasım 1775’te Aydın muhassalı ve 1777 Ocak) Anadolu valisi olan Hazinedar Şahin Ali Paşa, 1777 Ağustos’ta Diyarbakır valisi; sonra ikinci kez Adana valisi tayin edildi. Bu valilkte iken bazı Türkmen aşiretlerinin Rakka (Urfa) taraflarına iskân ettirlmesi kararı alındı ve kendisine Sivas ve Rakka eyâletlerinin ikisi birden verilmek suretiyle bu iskân ettirme görevi verildi. 21 Mart 1780’de Karaman Valisi; 23 Eylül 1781’de Maraş Valisi ve Eylül 1782 ‘de Halep valisi görevlerini yaptı.

7 Şubat 1783’te tekrar Aydın muhassalı görevine atandı ama Aydın’ı mütesellimle idare etmek üzere Özi muhafızlığına gönderildi. 13 Ocak 1785’te ikinci defa Halep valisi oldu.

Hazinedar Şahin Ali Paşa, Halep’te iken 31 Mart 1785’te Halil Hamit Paşa’nın azli üzerine sadrâzam tayin edildi. İstanbul’a ulaşıncaya kadar kaptan-ı derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa sadaret kaymakamı tayin edildi. I. Abdülhamit, Hazinedar Şahin Ali Paşa’yı 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Özi savunmasını taltif etmek niyetirle onu bu göreve layık görmüştü. Fakat Hazinedar Şahin Ali Paşa’nın okuma yazma bilmediği ve kendine verilen idare işlerinin ancak İstanbul’dan uzak eyaletlerde olması dolayısıyla merkezi devlet işlerini nasıl göreceği hakkında devlet ricali arasında şüpheler doğmuştu. Hazinedar Şahin Ali Paşa Halep’ten Nisan 1785 sonunda İstanbul’a geldi. I. Abdülhamit Halil Hamit Paşa’nın komplosundan kurtulmasında baş unsur olan Cezayirli Hasan Paşa’ya tutunmakta idi. Bu nedenle tüm devlet işleri Gazi Hasan Paşa’nın elinde idi ve Hazinedar Şahin Ali Paşa’nın idari yetkileri efektif olarak çok sınırlanmıştı. Diğer taraftan okuma-yazma bilmediğinden devlet sırlarını tutması imkânı az bulunmaktaydı. Buna rağmen Hazinedar Şahin Ali Paşa doğrudan doğruya iş görmeye çalışmaktaydı. Sonunda bunun imkânsızlığı anlaşarak 25 Ocak 1786’de sadrazamlıktan azledildi.

Hazinedar Şahin Ali Paşa’nın yerine beş ay evvel vezirlikle Mora valisi olan Cezayirli Hasan Paşa’nın kethüdası Koca Yusuf Paşa sadrazam tayin edildi ve onun gelmesine kadar Gazi Hasan Paşa sadaret kaymakamı oldu.

Hazinedar Şahin Ali Paşa bu azilden çok etkilenmişti ve ileride bu etkiler yaptıklarına aksi tesir etmiştir. Fakat malı müsadere edilmeden ve sürgüne gönderilmeden Selanik sancak beyliği görevi ile Tuna ağzındaki İsmail seraskerliğine gönderildi. Mart 1786’da ise İsmail’de oturmak üzere Özi eyaleti valisi yapıldı.

Rus Çariçesi Büyük Katerina ve Avusturya İmparatoru II. Joseph ile birlikte Rusların Küçük Kaynarca Antlaşması ile ellerine geçirdikleri Kırım’da yaptıkları bu anlaşmaya aykırı olan ziyaretler ve törenler dolayısıyla bu iki devlet ile Osmanlı devletinin arası açıldı. Çok geçmeden 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı ve 1787-1791 Osmanlı-Avusturya Savaşı başladı. Savaşın efektif olarak başlaması Özi Valisi Hazinedar Şahin Ali Paşa’nın Rusların elinde bulunan Dinyeper ırmağının ağzındaki Kılburun kalesine hücumu ile oldu. Bu hücum bir başarı sağlayamayıp Hazinedar Şahin Ali Paşa geri püskürtüldü. Bu Kılburun vakası dolayısıyla Şahin Ali Paşa Rus cephesi seraskerliğinden azledildi.

Yeni sadrâzam Koca Yusuf Paşa, İstanbul’dan Avusturya üzerine sefere hareket etti. Rus cephesine serasker olarak eski sadrazamlardan Seyyid Mehmed Paşa tayin edildi. Fakat Yeğen Seyyid Mehmed Paşa Köstence’de beklenmedik şekilde öldü. Ordu erkanı ve ocaklının istememelerine rağmen, bu cephede komutanlık yapma tecrübesi olan başka bir vezir bulunmadığından dolayı ister istemez Hazinedar Şahin Ali Paşa tekrar Rus cephesine serasker tayin edildi. Fakat Hazinedar Şahin Ali Paşa hem sadrazamlık hem de Rus cephesi serdarlığından önceden azil edildiği için gücenikti ve bu işe tüm gücü ile sarılmadığı açıkça belli olmaktaydı. Ordudan kaçaklar artmakta ve bunlar takip edilmemekte idi. Onun gücenikliğini bilen padişah sadrazamı bu konuda uyarmıştı. Fakat bu savaşta Rus cephesinde durum fena görülmekte idi. Asker kaçakları durumu daha da vahim bir hal aldığında Temmuz 1788’de Hazinedar Şahin Ali Paşa Rus cephesi seraskerliğinden alındı. Yerine vezirlik ve Anadolu valiliği verilen Zihneli Hasan Paşa serasker tayin oldu. Sabık serasker Şahin Ali Paşa İsmail muhafızlığında bırakıldı.

Kasım 1288’de İsmail muhafızlığı görevinden de alındı. Önce Silistre’de ikamete memur edilip sonra Bozcaada’ya sürgüne gönderildi. Oraya gitmekte iken 13 Haziran 1789’da Sedülbahir hastalanarak orada öldü.

Kaynak: Wikipedi

Hazinedar Şahin Ali Paşa