Arta Köprüsü
Arta Köprüsü, Türk devrindeki adı Narda olan Arta kasabasından geçen Narda (Arakthos) akarsuyu üzerinde, burası fethedildikten az sonra büyük bir ihtimalle Fâik Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Nitekim Âşıkpaşazâde de Fâtih Sultan Mehmed devri vezirlerinden Fâik Paşa’nın burada hayrat yapmak niyetinde olduğunu ifade etmektedir. Kısa bir zaman sonra Fâik Paşa Narda’da, şehrin az ötesindeki İmaret köyü denilen mahallede cami, han, hamam, imaret, medrese ve kendi türbesinden meydana gelen külliyeyi inşa ettirmiştir; köprü de bu manzumenin bir parçası olmalıdır. Fâik Paşa’nın vakfiyesi 1492-93 tarihli olup 1501-1502’de buna bir zeyl eklenmiştir. Evliya Çelebi ise “on üç gözlü Fâik Paşa” köprüsünden geçtiğini bildirerek mimari biçimi hakkında şu kısa bilgiyi verir: “Ortadaki gözü gayet yüksek ve ziyade enli olup 50 arşın yüksek ve boyu bir başından diğerine 800 adımdır, dört gözü yüzer adım enlidir; bu cisrin üstünden iki arabanın yan yana geçmesi mümkündür. Altından Narda nehri cereyan eder ve Preveze körfezine dökülür.” 1897-1898 Türk-Yunan savaşı sırasında Narda ve çevresinin bir haritasını düzenleyen Binbaşı Halil İbrâhim Efendi bunun üzerinde kasabanın, köprünün ve İmaret köyünün yerlerini işaret ederek şu kısa açıklamayı da kaydetmiştir: “Narda Köprüsü Yanya vilâyetinin güney bölümü ile Batı Yunanistan arasında başlıca bağlantıyı sağlar. Köprü, Fâtih Sultan Mehmed Han vezirlerinden Narda fâtihi Gazi Fâik Paşa tarafından tesis ve inşa edilmiştir. Köprübaşı denilen bu mevkide gazi merhumun cami ve imareti vardır, vefatı 1499-1500 olup, kabri cami yanındadır.”
400 yıl Türk idaresinde kaldıktan sonra 1881’de Yunanistan’a terkedilen Arta’daki bu yapı hakkında kısa bir makale yazan A. K. Orlandos, köprünün bir Türk eseri olduğunu yazmaktan kaçınarak esasının Roma devrine ait olduğunu ve üzerinde “Türk devri izleri” görüldüğünü söyler. Yine Orlandos tarafından nakledilen ve köprüyü XVII. yüzyıl başlarında Gianni Thiakogianni adlı birinin Cezayir korsanlarından alınan zeytinyağı küplerinde tesadüfen bulunan altınlarla yaptırdığı yolundaki söylenti ise sonradan uydurulmuştur.
Orlandos’un verdiği ölçülere göre köprü 142 m. uzunluğunda ve 3,75 m. genişliğindedir. Dört büyük ve üç küçük gözü vardır. Orlandos’un küçük gözden kastettiği, mahmuzlar ve sel yaranların üstlerindeki gözlerdir. Büyük göz tam ortada olmayıp kenardadır; bu yüzden köprü o tarafa doğru yumuşak bir meyille yükselip sonra birdenbire dik bir meyille ana toprağa kavuşur. Halbuki Evliya Çelebi orta gözün yüksek olduğunu bildirmektedir. Kısa tarafın aslında daha da uzun olup olmadığı araştırıldığı takdirde bu hususta açık bir fikir edinilebilir, kemerler ise yuvarlak biçimdedir. Arta’daki Fâik Paşa Köprüsü’nün temellerinde bir Roma köprüsünün kalıntıları olsa bile, bu mimari eserin bugün hâlâ ayakta duran yapısı ile Osmanlı devri Türk medeniyetinin Rumeli’de bıraktığı hâtıralardan biri olmasını engellemez.
Kaynak: İslâm Ansiklopedisi